Mahzun mahzun bakar hep ufuklara,
İçinde saklayıp gamı, kederi.
Yine de ısıtır hep gönülleri,
Çilekeş bir kadın ''Şile Feneri.''
Hülyâlar kuruyor girip kuytuya,
Sırma saçlarını dağıtmış suya.
Gözünün yaşını karşı kıyıya
Yolluyor hicranla ''Şile Feneri.''
Duyulur Şile'de gündüz ve gece
Vahşi dalgaların şen kahkahası.
Kulağa fısıldar usulca hece,
Hayâllere dalar ''Şile Feneri.''
Fesleğen kokusu var perçeminde,
Bülbüller şakıyor bak lehçesinde.
Zamanı saklıyor gül bohçasında,
Bir gize bürünmüş ''Şile Feneri.''
Denizinde dimdik yalçın kayalar,
Yüzünde mehtâbın pembe izleri.
Rüzgâr suda kıyıları oyalar,
Gülümsüyor gibi ''Şile Feneri.''
Parlıyor tepede o ışık ışık,
Yedi yabancıyla gönlü barışık.
Hüzünlü olsa da, sevgiye âşık,
Huzuru sunuyor ''Şile Feneri.''
Not şairi kim bilmiyorum Bayramda ki 3.5 gunluk Resmi tatilin bir gününde Şile Ağva kaçamaginda Şile deniz feneri yanından birkare fener mi o bir sonraki yazıda. ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder