30 Haziran 2012 Cumartesi

LEMAN KÜLTÜR YALOVA

Sonun da Yalova'da LeMan Kültür'üne kavuştu.... Yalova marinada oldukça ferah bir mekanda açılan Leman Kültür gerçekten çok güzel... Servis süper menülerde harika Benim favorim Bayırgülü :)) Köri soslu tavuk,közlenmiş renkli biberler patates salata oldukça da doyurucu...Hem iç hem dış mekan tam bir renk cümbüşü.... Her yerden espriler fırlıyor wc sinden bile :) Hatırlıyorum da üniversitedeyken Leman'ın haftalık dergilerinden alıp okurduk, ev arkadaşlarımdan her hafta birisi alırdı ve dergi elden ele hatta evden eve dolaşırdı :) Teknoloji ilerledikçe galiba hazıra alıştık iyice... Bir çok şeyi web den takip eder olduk... Bazen gazetelerin o mürekkep kokularını özlüyorum... Hele hiç dokunulmamış gazetenin sayfalarını açmak büyük keyif verir... Kupon kesip biriktirip postaladığımız günleri hatırlıyorum, eksik kuponların yerine acaba süper kupan verilecek mi diye beklenen günleri... Nostalji yaptım eskilere gittim.... Ama  yine de ayrı bir güzelliği vardı bizim 70 lerin  80 lerin...Minik paşamdan fırsat buldukça resimledim etrafı...






En favori  diş kaşıyıcımız arabanın anahtarlığı...  Bayılıyoruz bu tada mikropları çok olduğu için mi acaba bu kadar seviliyor...



Arasıra yorgun düşüp uykuya geçmek çok güzel....


 Çay tabağından  bile komedi fırlıyor....


27 Haziran 2012 Çarşamba

EMEK SİNEMASI VE HİKMET DİKMEN...

Geçen gün çalıştığım şubeme ak sakallı kırmızı yanaklı tonton mu tonton bir büyükbaba geldi... Bir yandan işlemini yapıyorum bir yandan kim olduğunu çıkartmaya çalışıyorum.... Aramızda geçen diyaloglar öylesine güzeldi ki sözleriyle büyülemişti  bu ak sakallı büyükbaba beni... Dayanamadım ve kendisinin çok pozitif olduğunu her cümlesinde insanı etkileyen sihirlerin olduğunu itiraf ettim.... Kırmızı yanakları daha da kızarmıştı mütevazi gülümsemesiyle... Kendisini uğurladıktan sonra hemen internette araştırmaya koyuldum ve karşıma yıllarını Emek Sinemasına adamış ve sanat camiasında çok sevilen Hikmet Dikmen  çıktı... Nasıl sevilmez ki bu tonton büyükbaba...Tam  48 yılını vermiş Emek Sineması na kah bilet kesmiş kah müşterilerini dışarıda karşılamış mesleğine sinemaya aşık bir büyükbaba...Çınarcık'a yerleşip sakin bir hayat sürmeye  çalışan Hikmet Dikmen seni tanıdığım için çok şanslıyım...


31. si kutlanan İstanbul Film Festivalinde açılış konuşmasıyla tüm alkışları alan Hikmet Dikmen den  bir kare...



25 Haziran 2012 Pazartesi

TASARIMLAR


Son zamanlarda çok güzel ilginç tasarımlarla karşılaşır oldum... Gıda dan mobilya ya bahçeden iş yerine kadar çok geniş bir  yelpaze... Sadece düşün ve tasarla... Özel bir yetenek ve çok hoş...İşte sizlere seçtiğim ve gerçekten hoşuma giden bir kaç tasarım...

Atahan Paşa gibi yemek yemeği sevmeyen çocuklar için hazırlanan tabaklara bakar mısınız ne kadar da iştah açıcı duruyorlar sanki çizgi film  sahnelerinden fırlamış gibi rengarenk...


İşten sonra benim gibi yorgun gelenler için tv izlerken şekerleme yapmayı sevenlere göre...


Ben keyif adamıyım diyorsanız.... Buyurun buradan alın...

İşte bu tam bana göre sırma boyumla ulaşamadığım dolaplar için  merdiven aynı zamanda ütü masası, ütüden sıkılanlar için de dinlenme sandalyesi... Sadece tasarım mış fiyatı ve satışı yok çok inceledim inşallah bir gün  üretilir de satışa çıkar :)

Kitabını alıp şuna uzanmak ve sonra da şekerleme yapmak....


Bu da çok tatlı ama değil mi? Evinizin melekleri  için çok şık bir sandalye...


Bu da kayınvalidemin tasarımı... Bir zamanlar haylaz bir köpeğimiz vardı terliğin tekini kaybedince Ayten anne de onu saksıya dönüştürdü....


Bu tasarımcıların köpekleri de belli ki çok haylaz:)


17 Haziran 2012 Pazar

MİNİK ADIMLAR

Atahan paşa yürümekle yürümemek arasında gidip geliyor bu günlerde... Yeni yaşı O na çok gerginlik getirmiş olacak ki bu sıralar sürekli bir isyanda... Uyku düzeni bozuldu geceleri kendi kendine uyuyabileyen minik paşama nazar  değdi kucağımda uykuya dalmadan yatağına yatırmaz oldum... Son üç gündür yalancı emziğini de emmiyor... Ya parmağını ya da battaniyesinin ucunu emerek uyumaya çalışıyor... Sürekli benim kucağıma gelmek istiyor liste uzayıp gidiyor... Umarım bu huysuzlukları geçicidir....




Bacaklar düşe kalka yürümekten morluk ve çizik içinde:(



Huysuz böceğim benim en sevdiği duş almak olmasına rağmen sonrasında bile mızır mızır...


İkimizinde bittiği anlar... Bu mızmız günler çabuk geçsin lütfen...


16 Haziran 2012 Cumartesi

GÜVEÇTE ALABALIK...


Yoğun çalışma temposu içerisinde vücudun proteine çok ihtiyacı var dengeli beslenelim diyoruz ya işte aynen ondan.... Dün gece rüyamda balık ekmek yiyordum kokusu hala burnumda nasıl bir etki ise biraz da tesadüfen öğle yemeğinde balık vardı.... Hemde ne balık güveçte bol kaşarlı mantarlı alabalık... Yanında bol salata  biraz da abartıp lahmacunda ilave ettik:))



Benim balık biraz büyüktü güvece sığmamış...






Öğle arası biraz şekerleme  yapacaktım ki imdadıma bol köpüklü bol şekerli Türk kahvesi yetişti...


11 Haziran 2012 Pazartesi

BİR YAŞINDAYIZ...

Nasıl da hızlı geçti bir yıl... 10 Haziran da minik paşam tam 1 yaşına girdi... Dün gibi hatırlıyorum ilk doğduğunda kucağıma alıp koklayıp sevinç gözyaşları döktüğümü... Altıncı aydan sonraki aylar çok çabuk geçti paşa hareketlenince zamanın aktığını anlamadım... Bir yaşına girerken aile arasında minik  bir kutlama yapalım dedik... Bir gün önceden pastanın siparişini vermek yeterli oldu....



Pasta Atahan' ın çok ilgisini çekti bitene kadar gözlerini ondan alamadı hatta bir ara pastaya saldırdı H harfi kazaya uğradı :)

Anneanne, babaanne ve dedeler...



Amcamız yengemiz ve vekil hala Ceren...


Dayılar yengeler....


Ve Atahan dayanamaz başlar ağlamaya... Neyse ki çabuk sustu ve kendini gecenin akışına bıraktı...





Saat 23.00 de Atahan Paşa' nın artık pili bitmişti bir an önce kendini yatağına atmak istiyordu...



Canım oğlum iyi ki varsın... Seni çok ama çok seviyorum... Yeni yaşın sağlık huzur  ve mutluluk getirsin sana...

9 Haziran 2012 Cumartesi

İLGİNÇ OJE

Geçenlerde kozmetik mağazasına gittiğimde dikkatimi magnetic kartıyla birlikte satılan Golden Rose oje dikkatimi çekti... Deniz dalgası gibi tırnaklar çok güzeldi. Hemen aldım tabi ki... Gece Atahan Paşa yı uyuttuktan sonra başladım işe... 


Kolay olmadı ama...  ilk üç parmaktaki operasyon  on beş dakika sürdü neyse ki diğerleri daha seri devam etti. Oje yi tek kat sürüyorsunuz sonra hemen magnetic kartı tırnağınıza 5 cm mesafeden üzerine tutuyorsunuz oje tırnağınızda dalga dalga bir açık bir koyu renk alıyor...


Magnetic kartı faklı açılardan tırnağınaza tutup değişik çizgilerde oluşturabiliyorsunuz... Denemenizi tavsiye ederim 

6 Haziran 2012 Çarşamba

ÖĞLE TATİLİ....

Son altı yıldır öğlen açık banka uygulamasıyla çalışmaya devam ederken sendikamız sağolsun  artık öğlenleri kapalıyız.... İşimle ilgili hiçbir olaya bu kadar sevindiğimi hatırlamıyorum... Her sabah başlıyoruz bu öğlen ne yapalım diye:) Bugün Çınarcık' a 4 km mesafe uzaklıkta  Teşvikiye Köyünde  Elif Aile Çay Bahçesi ne gittik... İsmi aile çay bahçesi ama köy kahvaltısından tutunda çeşit çeşit pideler güveçte alabalık, çorbalar, Karadeniz yöresine ait karalahana dolması muhlama liste uzun herşey var...


Siparişler geldiğinde sağnak bir yağmur başladı güneş ve yağmur biraradaydı... İki dağın arasında kalmış bu yer bana hemen Karadenizi Maçka yı hatırlattı... Yağmurun sayesinde ortalığı mis gibi toprak kokusu ve çim kokusu sardı,  eh böyle olunca da beyine fazla oksijen gider mide daha çabuk acıkır bizde yeriz:)


Önce salatamız lavaş teryağ ve kaşar peyniri geldi masaya derken....


Mis gibi köy tereyağsı mısırunu ve telli minsi peyniriyle yapılmış muhlama elbette bakır tavada yapılanı makbuldür... Tavanın dibi gözükmeden güveç içerisinde fokur fokur  kaynayan kaşarlı köfteler geldi...


Yanında da mis gibi köy yoğurdu enfes özlemişim inanın bu tadı...


İçtiğimiz sular bile dağ suyu...Birçok ürün hemen yan bahçede yetişiyor gözlerinizle görüyorsunuz zaten...  Herşey çok güzeldi.... İşletme sahibi Mustafa Bey ve personeline çok teşekkürler... Şehir hayatından kaçmak isteyenler için güzel bir yer Elif Aile Çay Bahçesi... Gitmenizi tavsiye ederim...Gitmişken ev yapımı tarhana, erişte, tereyağ, peynir, bal, zeytin satın almayı da unutmayın... Lakin vakit kısa olunca çok fazla keyfini çıkartamadık... En kısa sürede haftasonu tekrar gitmek üzere...




4 Haziran 2012 Pazartesi

MİNİK BAHÇEMİZ...

Bahar bir türlü gelemiyor  derken sıcaklar aniden bastırdı... Şiddetli yağmurlar biraz ara verince bizim de bahçe düzenlemesi ancak bitti... Gerçi benim emeğim hiç yok,  çalışma hayatından ve Atahan paşadan bu işlere pek fırsat kalmıyor... Biraz da hobi meselesi aslında... Sağolsunlar kayınvalidemle kayınpederim bu konuda çok başarılar ellerine sağlık çok da güzel oldular... Koca bir kışın ardından bahçe gerçekten küçük bir cennet köşesi  gibi oldu....  Haydi resimlerle bizim minik bahçemizi turlayalım...






Güneş tam batmak üzereydi resimleri çekerken gün ışığını ayarlamak oldukça zordu...


Verandadan sallanan bu çiçekler rengarenk...


Bu da çocukluktan beri sevdiğim bir çiçek küpeli.... İsmi çok değişik geldiğinden seviyorum:))


Çitlerin arkasında  neredeyse kaldırıma sıfır  mesafede kendi kendine çıkan bir çiçek her yaz mutlaka bir şekilde kendini gösterir...





 Elmalarımız da var....


Mutfağımdan sallan bu çiçekler içinde ayrıca teşekkürler...


Atahan Paşa bu çimlerde dolaşmayı çok seviyor...


İşte benim favori ağacım evin arkasında köşede onu   çok seviyorum... Üç yıl önce boyu bir metreyken şimdi aldı başını gidiyor.... Biraz kırpıldı yoksa yıkılacaktı ağırlığını taşıyamıyordu neredeyse...







Hercai menekşeleri,  sanki bakan suratlar var karşımda...


Bahçenin arka duvarını sarmaşık gibi dolamış bu minik çiçekler çok güzel kokuyor ismini bilmiyorum...


 Kaya bahçemiz...



Burası da organik tarım bahçemiz... Neler yok ki domates, salatalık, biber (sivri, dolmalık, kırmızı), yeşil soğan, taze fasulye, nane, maydanoz, çilek, böğürtlen, limon, elma, kiraz, Trabzon hurması... Şimdilik aklıma gelenler bunlar...


Bizim kedi Cadı... Takiptedir kendisi her zaman...  


İşte bizim minik bahçemiz...

1 Haziran 2012 Cuma

ELBİSELER...


Bu yaz düğünler sünnetler oldukça  fazla birkaç elbise diktirmem ya da almam gerekli kafamda  hala modelleri belirlemiş değilim.... Bu işin içinden nasıl çıkacağım bilmiyorum ama  her zaman ki yaptığım yöntemi uygulayacağım galiba :)  Zamanın iyice daraldığı bir an gidip beğenip almak yada üç beş gün içinde diktirmek olacak :).... Her zaman da işe yaramış bir proje olarak önceden kendime hiç stres yapmamalıyım diyorum...  Yine de tedbiri elden bırakmamak gerek diyerek  nette biraz modellere bakmak istedim.... İşte 2012 yazının sade abiye modellerinden bir kaçı...



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...