29 Ekim 2012 Pazartesi

YALOVA DA 29 EKİM CUMHURİYET YÜRÜYÜŞÜ...


Bugün 29 Ekim kutlamalarına ailecek eşlik ettik... Bir gün öncesinden evimize yaklaşık 6 mt uzunluğunda kocaman bayrağımızı astık...



Saat 16 da Yalovada başlayan Cumhuriyet yürüyüşüne katıldık...



Marşlar söyledik, saygı duruşunda bulunduk, istiklal marşımızı söyledik,,, Çok ama çok gurur vericiydi... Marşları söylerken ağlamamak için hep yutkundum şehitlerimiz  geldi hep aklıma...




Aslına uygun bir şekilde yeniden yapılan Yalova hükümet konağı... Bu gece bir başka güzel...
Bu satırlara bugün yazılacak okadar çok şey  var ki... Artık 29 Ekim de yürümek yasakmış....BİZ DE KOŞARIZ O ZAMAN... 


NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!

27 Ekim 2012 Cumartesi

EŞİMDEN BÖĞÜRTLENLİ CHEESE CAKE...

Sevgili eşim cheese cake i çok seviyor... İş ev çocuk derken yazık kıyamamış bana kendini mutfağa atmış... Kendi pastamı kendim yapayım diye... 

Malzemeler:
Bir kutu Dr. Oetker Cheese cake, 75 gr  margarin, 4 yumurta 1 çay bardağı süt,  3 adet böğürtlenli Dr Oetker hazır tatlı sos.


Kutu içerisinden çıkan un karışımın 1  yumurta sarısı be margarinle hamur kıvamına getiriyoruz ve kelepçeli kalıba döşüyoruz.... 
3 yumurta akıyla mikserde köpük yapıyoruz, ayrı bir kapta krema karışıma sütü ve diğer yumurtalardan kalan sarıları ilave edip krema yapıyoruz... Sonra kremanın üzerine yumurta köpüklerini koyup hafifçe ıspatulayla karıştırıyoruz ve kelepçeli kalıba döküyoruz... Önceden ısıtılmış 180 dereceli fırında 55-60 dk pişiriyoruz... Oda sıcaklığında soğuyucunca üzerine 3 adet böğürtlenli sosu döküp bozdolabında 2-3 saat bekletiyoruz.... Sizlere tavsiyem gece  yapın bir gece  dolapta beklesin daha leziz oluyor...



Eşimden yorumlar...-
_ Aşkım bu kutunun üzerinde tarif matematik problemleri gibi....:)
_Aşkım hamurunu elimle mi yapıcam mikser yapmaz mı .....:)
Sonuç görüntüsüne aldanmayın tadı harika olmuş bir cake... VE DAĞINIK BİR MUTFAK....
Mutfağa bakıldığında buradan eşim geçti diyebilecek kadar yani...:)

26 Ekim 2012 Cuma

ÇANAKKALE 1915 TAVSİYE EDİLİR...


Beklediğim filme nihayet gidebildim... Sinemaya ilk girdiğimde şok oldum... Çok kalabalık bir seyirci kitlesi umut ederken çok az seyirci görünce hayal kırıklığına uğradım... Şu Çılgın Türkler kitabının yazarı Turgut Özakman ait bir seneryo... Duygu yüklü tarihi bir film... Bu filmi izleyipte gözyaşı dökmeyen kimse yoktur... Zamanında yabancı egemeliği kabul etmemek için ne mücadeler verilmiş ne kanlar dökülmüş... Gel gör şimdi bak ne haldeyiz... İşte beni filmde en çok ağlatan da buydu... Çanakkalede şehit olan güzel insanlar, emanetinize sahip çıkamadığım için çok üzgünüm... Çocuklarımıza tarihimizi anlataya yardımcı olacak bir film... Bu bayram tatilinde mutlaka gidip izleyin derim...

25 Ekim 2012 Perşembe

GÜZEL BAYRAMLARIMIZ OLSUN...


Güzel ve huzurlu bir bayram geçirmek adına herkesin bayramı mübarek olsun... Bayram sabahı babamızı namaza gönderdikten sonra Atahan Paşayla birlikte kolları sıvadık ve mutfağa  girdik... Minik kuşum çok hamarat bulaşık makinasını yerleştirirken bana yardım etti, bu konuda hiç babasına çekmemiş... Zaten hep öyle değilmidir iyi huylar anneye kötü huylar babaya çekermiş....


Annemmmmm kıyamam ki ben bunlara.... Ama bu gün sizler,  bizler için  yaratan tarafından özel olarak seçilip gönderildiniz....Allah herkesin dualarını kabul etsin...

24 Ekim 2012 Çarşamba

CANON 550D HARİKA ÇEKİMLER....


Atahan paşa doğduğundan beri resimleri çokça bulunmakta.... Lakin şu hareket halindeyken resinlerin kayması beni öldürüyordu... Eşim sürekli şu profesyonel makinalardan alalım alalım  dedi ve nihayet aldı...Tesadüfen madia markt ın bir bröşüründe indirimde olduğunu gördük biraz inceledik bilirkişilerden de onayı alınca makina hopppp bizim evde...Çekimler oldukça iyi ve kaliteli... Fotoğraf makinası almak  isyenlere Canon EOS 55D yi artık rahatlıkla tavsiye ederim... 


Gelsin resimler.... Ben  bu makinayla Erol Atar ı bile sollarım:)

23 Ekim 2012 Salı

Bu Dünürler Size De Tanıdık Gelecek!

Evli olan herkes, kendi annesiyle eşinin annesinin arasındaki çekişmeyi çok iyi bilir! Alttan alttan laf sokmalar, birbirleriyle rekabet etmeler, gözlerini devirerek imalı bakışlar... Vanish yeni kampanyası için çektiği videoda, dünürlerin bu tip komik atışmalarını çok iyi anlatmış! Yukarıdaki videoda birbirini çekemeyen bu iki dünürü siz de izleyebilirsiniz.

En çok sevdiğim şeylerden biri de, dünürlerin söylediklerinin yanı sıra aklından geçenleri de duyabilmemiz... Birbirleri hakkındaki gerçek düşünceleri, videoya büyük ölçüde mizah katmış. Oyuncuların mimikleri de bir o kadar iyi! Parodi tadındaki bu video çok konuşulacağa benziyor.

Üstelik Vanish’in Facebook hayran sayfasında, bu video ile bağlantılı bir aplikasyon da yer alıyor. http://bit.ly/omurbiterdunurgitmez adresine giderek ileride nasıl bir dünür olacağınızı öğrenebilir, pespembe bir çamaşır makinesi kazanma şansı yakalayabilirsiniz!

Bir bumads advertorial içeriğidir.

20 Ekim 2012 Cumartesi

ARÇELİK BUHARİKAM GELDİ...



Yaklaşık beş yıl önce çıkan ilk buhar temizleme ürünü olan H2O yu almıştım gerçekten buharın temizleme gücüne o zaman inanmıştım tabi yıllar  geçti ürün eskidi birde daha çok fonksiyonları olan yeni modellerde çıkmaya başladı... Arçelik buharika yı kullanan arkadaşlarım çok memnun kaldıklarından bahsediyorlardı... Son zamanlarda da iyi kampanyalar çıkmaya başladı... arçelikal dan 179 Tl ye aldım kargo ücreti de yok üstelik iki gün sonra ürün elinizde... Hemen kolları sıvadım başladım temizliğe.... 


Eşim hemen bu fotoyu çekti ve beni yılın böyecek ilaçlayıcısı seçti:)... Buharla yer, halı, duvar, cam, aklınıza gelebilecek herşeyi temizleyebiliyorsunuz.... Küçük çocukları olanlara tavsiye edebilirim... Bakteriler ya deterjanla ölüyor ya da yüksek ısıyla.... Kimyasalları hayatımızdan uzuaklaştırmak adına bu ürün gerçekten güzel... Atahan paşanın biberonlarını oyuncaklarını mama sandalyesini bile bununla dezenfekte ettim... Uzun zamandır  temizlemekte çok ama çok zorlandığım bir yer var ki beni bu dertten kurtardı buharika... Çamaşır makinelerinin detarjan konulan kapak çıkartıldığında makinanın haznesi detarjan atıkları nedeniyle çok zor temizleniyordu, hatta detarjan artıkları bir türlü çıkmıyordu... Sırf bu sebeple  sıvı çamaşır  detarjanı kullanır olmuştum... Neyse ki buharika imdadıma yetişti... Ver buharı kirler yumuşasın aksın gitsin.... Bir de çamaşır  makinasının kapağındaki lastiğinin iç kısmında biriken ve  temizliği zor alan kirler içinde  süper....Fayansların aradındaki derz dolgular üzerindeki kirlerde buharla yumuşuyor hatta akıyor... Mutfak dolaplarında da çok başarılı detarjana gerek kalmadan ver buharı arkadan bir bezle sil yağ kir yok... Koltuklarımı da sildim buharlı buharlı ohh misler gibi... Bir sonraki denemem storlar  ve  jaluziler olacak... Deneyenler  başarılı olduğunu söylüyorlar ama denemeden tamam diyemem... Bu aşamalara kadar 10 üzerinden 9,5 veriyorum buharikaya... Kalan 0,5 lik kısım jaluziler  ver storlar temizlendikten sonra değerlendirilecektir....


Okadar temizlikten sonra dinlenmek  ve  kaybedilen enerjiyi tekrar kazanmak adına elbette çikolata....



Ne kadar çok yorulmuşsam artık yukarıdaki sonuçtan da belli oluyor bir tane  bile bırakmadım paketten... Bayram öncesi bu buharika tam zamanında gelmiş oldu... Yapılan bayram temizliğinin üzerinden bir  de buharika geçti... Ev tam strelli hastaneler  gibi oldu:) .... Gerçi Atahan  Paşaya temizlik kaç gün gider demeye kalmadan halı da kocaman bir  nar  lekesi başgösterdi...Artık buharika var leke falan hikaye.... Bir bayram temizliği de başarıyla sonuçlanmış olup dinlenmek için inzivaya çekildim...





18 Ekim 2012 Perşembe

HAYATTAKİ EN İYİ ŞEYLER BEDAVADIR...

Düşündüm de benim hayatımda ne kadar çok bedavalarım varmış...Yukarıdaki tabloda uyumak hariç (Atahan doğduğundan beri) hayattaki en iyilere çok şükür sahibim... Diyorum ya benim bu hayattaki bedavalarım çok fazla...




Şu suratlardaki masumiyete bakar mısınız? Onlar ın bile ne kadar çok bedavaları var...





Bedava
Bedava yaşıyoruz bedava;
Hava bedava bulut badava;
Yağmur çamur bedava;
Otomobilin dışı
Sinemaların kapısı
Camekanlar bedava
Peynir ekmek değil ama.
Acı su bedava.
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava:
Bedava yaşıyoruz bedava.

ORHAN VELİ KANIK.

16 Ekim 2012 Salı

MİSKİNLEŞMEK NE HOŞ....



Havalardan mi nedir bilmuyorum sürekli bir uyku hali sürekli bir yorgunluk var üstümde...Atahan paşa da sağolsun son bir aydir geceleri 2-3 kez uyanir oldu... Aman degmeyin keyfimize...Ben de sürekli bir miskinlik hali var...Şöyle bir semaverde çay keyfi ve hemen yaninda da bir hamak benim için bu sıralar vazgeçilmez öncelik taşıyor...




Temiz hava daha da çarpıyor galiba fazla oksijenden olsa gerek...





Bakarmisiniz Atahan kuzu bile miskinleşmiş... Aynı annesi:)
posted from Bloggeroid

11 Ekim 2012 Perşembe

7/24 ANNEYE GÜVENLİ BAĞLANMA...


Geçen gün çalıştığım bankanın merkezinde  yapılan bir panelin video görüntülerini izledim... Prof.Dr. Sabiha Paktuna Keskin di konuşmacı... Eh çalışanların büyük çoğunluğu kadınlar olunca hele bir de anne olunca konu tabi ki çocuklar... Paneli izlediğimde çok etkilendim bir anne olarak doğru bildiğimiz o kadar çok yanlışlar var ki... Hele çalışan anne olarak çocuklarımızla geçirdiğimiz zaman kısıtlı olunca durum daha da vahimleşiyor... Yıllarını çocukların psikolojisine adamış bir doktor ve anne olarak Sabiha Hanımın konuşmaları beni çok etkilemişti... Bir çok arkadaşımdan kitapları hakkında çok şeyler duymuştum ama bir türlü kısmet olmamıştı alıp okumaya... Eğer “Ne yaparsam yapayım bir türlü onu yalnız bırakamıyorum, çocuğuma hiç bir şey yediremiyorum, ağlamasını durduramıyorum, öfke nöbetlerini anlayamıyorum...” diyorsanız, Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin'in yeni kitabı 7/24 Anneye Güvenli Bağlanma'yı mutlaka okumalısınız!Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin; kimlik ve kişilik gelişiminde hayati önem taşıyan bu evrelerde çocuklarıyla güvenli bağ kurmayı gerçekleştirebilmesi için annelere rehberlik ediyor. Çevre ve genlerden zihin okumaya, kimlik gelişiminden güvenli annelik metodunun uygulanışına kadar çocuk gelişiminde güvenli bağ kurmanın yolları adım adım anlatılıyor. Üstelik kitapta bu metodu uygulamadan önceki sorunlar, metodu uygulama süreçleri ve inanılmaz sonuçlar da annelerin mektuplarıyla örneklenmiş...Hemen kitap ambarı ndan kitabın siparişini verdim ertesi gün elimdeydi kitap, keyifle okuyorum bitmek üzere okudukça  "YA BEN NASIL BİR ANNEYİM" diyorum  o küçücük beynine ne verirsen ileride kendine özgüveni olan kendinle barışık saygılı sevgi dolu pırıl pırıl bir insan olmasına zemin hazırlamış oluruz... Tüm anne adaylarına ve annelere sesleniyorum mutlaka okuyun bu kitabı... 




6 Ekim 2012 Cumartesi

YKB ACADEMY...



Uzun zaman oldu Bayramoglu Ykb Tesislerine gelmeyeli... Genelde egitimler gunubirlik oluyordu ve konaklamaya da gerek kalmiyordu... Bu defa egitim 2 gunluk olunca Atahan pasadan ayri kalmak cok zor geldi...Allah kimseyi evladindan ayirmasin...



Akşamustu daha bir guzel oluyor etraf...



Ayri kalmanin tek guzel yani ayaklarini uzatip bol bol dinlenme firsati buldum... Bir de tam zamanli deliksiz bir uyku...Ama yine de pasamla olmayi tercih ederdim...






posted from Bloggeroid

5 Ekim 2012 Cuma

TRABZON DA ÇARŞI PAZAR...

 Trabzon da ki bu bakırcılar çarşısına bayılıyorum... Eserler o kadar güzel ki bakmaya doyamıyor insan... Hepsi el emeği göz nuru... Evimde de Trabzon bakırların dan oluşan küçük bir şark köşemizde var zaten:)

Hamam tasların dan kahve fincanları, ibriklerden dekor aksesuarları na kadar her şey var.. Çok ama çok güzel tasarımlar... 
 Tam yılı hatırlamıyorum ama 92-93 yıllarıydı Rus Pazarı nın en şaşalı yılllarıydı... Aman Allahım iğne atsanız yere düşmezdi inanın pazarda tezgahları gezebilmek büyük işkenceydi kalabalıktan... Ama aradığınız her şeyi 1/10 fiyatına alabiliyordunuz... Şimdilerde adı Avrasya Pazarı olmuş yeri de faklı bir yere taşınmış... Pazardaki dükkanların çoğunluğu Türk Tabir i caiz se Rus vatandaşlardan satıcılar çok ama çok az... İlgimi çeken  bir kaç kare...







Bu dünya gerçekten ilginç tamamen el yapımı... Rusya dan gelmiş ortadan ikiye ayrılan dünyanın içerisinden bilin bakalım ne çıkıyor.... Tabi ki mini bir bar... Eh içkiyi çok seven bir toplum nede olsa... Fiyatı mı? 5.000 TL. 



Çok hoşlar değil mi üstlerinde hala yılların tozu var... En küçük ayrıntılara kadar tüm tozlar işlemiş artık...




Kısmen de olsa bir Trabzonlu olarak (baba Trabzon anne Bursa) hep demişimdir... Laf fıkralarının çoğu gerçektir diye... Alın size bir örnek... Maçka Devlet Hastanesi nin önünde oturmak için kaldırıma demirden sandalyeleri sabitlemişler... Gelin görün ki öndeki  parmaklıklarla aradaki mesafeyi göz önüne alırsanız oraya  sadece  2-7 yaş arası çocuklar sığabilir:)

Nasıl bir sevdadır bu Trabzon Spor dedim ve gözlerimle gördüm... Hangi bir fanatik GS li FB li BJK li evnini dış cephesine takımının adını yazdırır bayrağını işletir... Tabi ki Trabzon... Çok ilginç Maçka Trabzon arasında bir fabrika vardı  resmini çekmeye unuttum tüm fabrika baştan sonra borda mavi renkte... Bir Bjk li olarak TS nin taraftarlarıyla gurur duydum ne  yalan söyleyeyim... Aklıma gelmişken hani dedim ya fıkraların çoğu gerçektir... Alın size gerçek bir hikaye... 
Köyde rahmetli Ömer amcanın bahçesinden alevler yükseliyormuş... Babamda hemen telaşla Ömer amcanın yanına bahçeye gidiyor bir de bakıyor ki arı kovanı yanıyor... 
-Hayırdır Ömer Abi bu kovan neden yanıyor...
-Ben yaktım...
-Niye
-Arı beni soktu...
-EEe
-EE si var mı uşağum  sahibini tanımayan arı yı ben hiç tanımam yakarım kovanı olur biter...:))) 5 yıl öncesine ait bir olay ama ben herkese anlatırım çok gülerim çünkü yazarken bile gülüyorum...Nur içinde yat Ömer Amca...

Çok güzel anılar la ayrıldım Trabzon dan... Bir  daha oraları görmek ne zamana kısmet olur bilemem ama her gittiğim sene daha da güzelleşiyor...

3 Ekim 2012 Çarşamba

TRABZON VE ATATÜRK KÖŞKÜ...


Trabzon daki Atatürk Köşkü nün tarihte yeri gerçekten çok büyük... Atatürk tüm mal varlığını  hazineye bağışlama kararını bu köşkte almış... Ne kadar büyük meziyet... Ne mutlu ki ülkemde hala  iş adamları, akademisyenler, sanatçılar da mal varlıklarını hazineye tam anlamıyla olmasa da bir çok sosyal kurumlara bağışlıyorlar...






Köşkün içerisinde fotoğraf ve video çekimleri yasak olduğundan sadece dış mekanlardan görüntüler sunabiliyorum sizlere... Gerçi biz oradayken vatandaşın ikisi kendilerini kültür bakanlığından  diye tanıtıp  iç mekanda görüntü aldılar ya neyse... Onlara ayrıca gıcık olup her resim çektiklerinde yanlarına gidip gidip laf soktum homurdandım:)




"MAL VE MÜLK BANA AĞIRLIK VERİYOR.BUNLARI MİLLETİME VERMEKLE FERAHLIK DUYUYORUM. İNSANIN SERVETİ, KENDİ MANEVİ KİŞİLİĞİNDE OLMALIDIR. BEN BÜYÜK TÜRK MİLLETİME DAHA NELER VERMEK İSTİYORUM...

11 HAZİRAN 1937 
ATATÜRK KÖŞKÜ
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK



Bu sözleri yerinde okuduğumda çok duygulandım... Ülkemin haline bakıp da emanetine sahip çıkamamanın vicdanı beni sarsmıştı...



Karadeniz bitkilerinden küçük kareler... Trabzon gez gez bitmiyor ki, hele bir de zaman sınırlı olunca hızlı turlar yapmak gerekiyor hal böyle olunca da insan acıkıyor tabi ki..


Trabzon da ne  yenir ? diye sorarsanız seçenek  bol  yöresel yemekleri tavsiye ederim... Karalahana dolması,hamsili pilav,kuymak,turşu kavurma... Mısır ekmeği ve tabi ki mıhlama... Uzayan peynirleri toparlamaktan lezzetine varamadım:)



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...