29 Haziran 2014 Pazar

EV YAPIMI RAMAZAN PİDESİ



Sevgili cocukluk arkadaşim Berna yillar sonrada ayri şehirlerde de olsak sosyal medya sayesinde birbirimizi takip edebiliyoruz...Ramazan nedeniyle harika bir tarif paylaşmiş.. Ev yapimi ramazan pidesi.... Haydi buyurun tarif şöyle:

3.5 bardak un,yarim cay bardagi zeytinyag,1paket kuru maya,tuz,seker,1 bardak sut,su,ve yumurta.aki icine sarisi ustune.afiyet olsun canim.




En kisa sürede denememiz lazim zira harika görünüyor..




Ellerine sağlik Berna cigim harika olmus...Tekrar hayirli Ramazanlar...
posted from Bloggeroid

27 Haziran 2014 Cuma

HOŞ GELDİN YA ŞEHRİ RAMAZAN



Ramazan gelmiş hoş gelmiş.Rabbim bu mubarek ayın yüzü suyu hürmetine ülkeme barış huzur kardeşlik getirsin... İnsanlarin yüreklerine merhamet ve insan sevgisi vesin...Borçlulara eda dertlilere deva versin... Ülkemde ve dünyada insanlar zulüm görmesin... Bu ay da nefsimizi terbiye ederek muhtaç olanlari daha iyi anlamak adina yardimlarimizi esirgemiyelim...Rabbim tum dualarimizi kabul etsin Ramazanimiz tekrardan mubarek olsun...
posted from Bloggeroid

26 Haziran 2014 Perşembe

BİRAZ HUZUR LÜTFEN



Bu aralar kacip gidesim var uzaklara... İş stresi ev birde Atahan la uykusuz geceler offf dokunmayin keyfime...



Kuzenimin eşi cekmis bu guzel manzaralari...Bursa botanik parkta sabah koşusu sonrasi dinlenirken... Bakmak bile huzur veriyor...



Rabbim ne de guzel yaratmis benim dünyami renkler coşmuş dans ediyor sanki...



En kisa surede buraya gitmek sart oldu... Ben boyle bunalimdayken doga bana iyi geliyor ...
posted from Bloggeroid

23 Haziran 2014 Pazartesi

NUXE KURU YAĞIN FAYDALARI VE TONY&GUY ŞAMPUAN




Geçen hafta arkadaşım internetten bir kozmetik ürünü almış yanında tester olarak bir kaç tane  NUXE HUILE PRODIGIEUSE  vermişler, bana da  verdi... Akşam eve gelince denedim harika bir şey saça cilde yüze kullanabiliyorsunuz ... Kokusu mis mi mis... 




Rahat durmadım hemen aldım ki bu da indirimdeydi...Size biraz NUXE HUILE PRODIGIEUSE  den bahsetmek istiyorum... İçerisinde  fındık yağı, tatlıbadem, hodan yağı, sarı kantaron, macadamia bitkisi, kamelya bitkisi bulunuyor. Aynı zamanda e vitamini bulunuyor içeriğinin % 98 i tamamen bitkisel...Her cilt tipinde kullanılabiliyor ister direkt cildinize ister kullandığınız nemlendiricinin içerisine.... Makyajınızı temizlemede kullanabiliyorsunuz... Duştan sonra nemli vücudunuza sürebiliyorsunuz, soğuk kış günlerinde yada yaz güneş banyosundan sonra cildi rahatlatıyor... Saçlarınızın diplerine sürüp taradıktan sonra sıcak suyla yıkanmış sıkılmış bir havluyu saçlarınıza sarın 20 dakika bekleyin alın size mis gibi saç maskesi... Bir de bu kur yağın pırıltılı olanı varmış dekolte bölgesi ve yüze kullanılan  ben normalini aldım, fondotenin içerisine koyup da kullanabiliyor muşsunuz... Bir çok şeklini uyguladım sonuç kısa sürede gerçekten mükemmel... En güzeli ney biliyor musunuz yağ gibi değil adı üzerinde kuru yağ... Bildiğiniz nemlendirici havasında... Kokusu mis gibi bunu kullanmaya başladıktan sonra nemlendiricileri bir kenara bıraktım... Saçlarım yağlı (yağlı değil aslında saç derim yağlı ) korkmadan saç uçlarıma uygulayabiliyorum yağlandırmıyor ... Bir çok NUXE HUILE kullanan kişilerin yorumları var almadan önce okuyun ama denemeden  asla karar vermeyin farkı göreceksiniz... Bilenler bilir ben öyle çok kozmetik malzemesi kullanmam favori ürünlerim vardır onların dışına pek çıkmam... Ama bu  ürün almaya gerçekten değermiş...

Daha önce burada  anlatmıştım sorunlu saçlarım var bu nedenle sürekli şampuan değiştirmek zorundayım... Hiç kullanmamıştım tony&guy  ürünlerinden kuaför kuzenin tavsiyesine uydum ve birde bunu deneyim dedim gerçi  üçüncü yıkama şimdilik sorun yok şampuanın bitimine doğru kendini belli eder... Umarım işe yarar... Mutlu ve sağlıklı bir haftanız olsun diyorum... Marmaranın incisinden sevgiler gönderiyorum:))))))

20 Haziran 2014 Cuma

İşte Stres Altında Bile Pozitif Kalabilirsiniz

Çalışma hayatının her gün biraz daha stresli hale geldiği doğru. Stresin iş başarısını engelleyen en önemli nedenlerden biri olduğu da iyi biliniyor. İş hayatında stres bir ölçüye kadar faydalı bulunuyor fakat o ölçüden fazlası da iş ilişkilerini bozuyor, dikkati dağıtıyor, verimi azaltıyor, başarısızlığa sebep oluyor. Tüm bu olumsuzluklar üst üste gelince ister istemez sosyal hayatımız da etkileniyor.
Bu  nedenle iş yeri kaynaklı stresi azaltmanın bazı yolları var. Benim de çok kullandığım ve etkili yollardan biri olduğuna inandığım yöntem ise; strese girdiğim anlarda ufak molalarlar birlikte derin derin nefes alıp vermek. Bu işlemi arka arkaya 5-6 kez tekrarladığımda fark edilir bir rahatlama hissediyorum.
Geçtiğimiz günlerde yine stresli bir anda bu yöntemle rahatlamaya çalışırken çalışma arkadaşımın masasında granini meyve suyu şisesinin üzerine iliştirilen şöyle bir mesaj gözüme çarptı; “Sen yaptığın her işte başarılısın.” Bir anda pozitif düşünmenin çok işe yaradığını fark ettim. Sonra kendi kendime dedim ki; nefes egzersizleriyle birlikte kendimizi bu şekilde motive edebilir, içimizdeki potansiyeli dışarıya çıkarabiliriz.
Benim kartımı sizlerle paylaşıyorum.
Kendi pozitif mesajınız için granini facebook sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
https://www.facebook.com/graniniTurkiye
Bir boomads advertorial içeriğidir.

19 Haziran 2014 Perşembe

ESKİ MADENİ AMERİKAN DOLARI



Geçen ay  gitiğimiz Bursa Cumalıkızık köyünde ki burada anlatmıştım çok ilginç eşyaların olduğu sergiler  vardı... Satılmayan sadece camekana  konulmuş bu tarihi para çok ilgimi çekti üzerinde  de  yazılı olduğu gibi 1700-1800 yıllarına  ait  amerikan  doları... Zaten  Cumalıkızık tarihi bir  yer olduğu içim heryerinden tarih fışkırması da  doğal.. Sit alanı olarak geçiyor köyde bir çivi bile  çakamazsınız gerekli izinler olmadıkça ... Bir  amcayla  konuşmuştum evinin çatısında onarıma gerek  varmış  akıtıyormuş param var  ama  iznim yok yaptıramıyorum demişti....Sit alanı olunca prosedürler oldukça  tefarruatlı oluyor... Yapıların orjinalini bozmayacak şekilde onarılması gerekiyor bu da oldukça zaman alıyor... Gitmeyenler için  söylüyorum yolunuz Bursa ya düşerse mutlaka Cumalıkızık a uğramadan gitmeyin...





18 Haziran 2014 Çarşamba

EN UCUZ CALVIN KLEIN EUQHORIA PARFÜM BURADA


Geçen gün bir kokusunu çok sevdiğim  parfümüm için sitelerde arayışa  girdim... Bir de ne  göreyim hızlıal.com sitesinde  calvin klein euqhoria parfüm  fiyatları süper  indirdimde... Durmadım hemen atladım siteye...



hızlıal.com gerçekten ismi gibi çok hızlı siparişten  20 saat  sonra  parfüm elimde ... Kullananlar  için siteyi ziyaret etmenizi tavsiye ederim % 50 indirimde...

16 Haziran 2014 Pazartesi

DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN




 Gecikmiş bir yazı oldu biliyorum ama  yoğunluktan ancak fırsat  buldum diyebilirim... Benim  minik paşam Atahan ım 3 yaşında  oldu ne de  çabuk geçiyor zaman... Daha  dün  gibi aklımda kucağıma ilk alışım seni... Misler gibi kokunla yumuk  yumuk gözlerinle.... 

15 Haziran 2014 Pazar

BABALAR GÜNÜ



Minik oğlum kreste öğretmenleriyle birlikte cok güzel bir süpriz hazırlamışlar... Beyaz thisortun uzerine superman logosu ve tam kalbin üstüne gelecek sekilde minik oğlumun el izinden olusan bir baskı.... Babamiz çok mutlu oldu tabiki... Bu babalar gününde iş nedeniyle iki günlüğüne şehir dışındayim... Durum böyle olunca kutlamalarda tefonla oldu haliyle... Başta babam kayınpederim eşim olmak üzere tüm babaların baba adaylarının ve beylerin babalar günü kutlu olsun...
posted from Bloggeroid

13 Haziran 2014 Cuma

AĞAÇLARA ZARAR VEREN BÖCEKLERLE MÜCADELE





Çam kese böceği ... Kendi küçük ama marifetleri büyük bakmayın siz öyle masum tırtıl ve kelebek oluşuna elbet yararları vardır ama çam ağaçlarına çok zarar veriyor bu minik canlılar... Üst üste birkaç yıl bu zararlının tahribatına uğrayan ağaçlarda boy büyümesi gerilemekte ve hacim kaybı olmaktadır...


İşte bu zararlı çam kese böceğinin kimyasal ilaçlarla yok edilmesini engelleme adına (kimyasal ilaçlamayla sadece zararlı böcekler ölüyor evet ama çevreye de bir o kadar zarar veriyor ) Yalova nın Altınaova ilçesinde Orman Müdürlüğünce çok güzel bir çalışma yapıldı... Bursa Orman Bölge Müdür Yardımcısı Sönmez Ağca ve Fatih Sönmezoğlu, Yalova Orman İşletme Müdürü M. Mustafa Güner, Orman Zararları Şube Müdürü Yusuf Ziya Sekmen, Altınova Belediye Başkan Vekili Birol Bayram, belediye meclis üyeleri ve orman teşkilat personeli ile

orman ağaçlarını zararlı varlıklardan korumak için bölge laboratuvarından yetiştirilen colozoma cylocoponta (çam kese böceği yırtıcısı) böceğini özellikle tırtıllar ile mücadele amaçlı Bayraktepe’de doğaya salındı.


Bu küçük kese yırtıcısı böcekler aslında doğada var ama larvaları büyümeden sayıları azalmakata ve yeterli olmamaktaydı .Laboratuvar sayesinde sayılarında azalma olmadan doğaya bırakıldı... Bu kurtarıcı böcekler sayesinde ağaçlara zarara veren çam kese böceklerinin sayıları azalacak ve ağaçlarımız zarar görmeyecek... Doğamız için yapılan bu güzel çalışmada başta Orman müdürlüğü olmak üzere emeği geçen tüm insanlara sonsuz teşekkürler... Ağaçlarımız yok olmasın kıymetini bilelim...





Mutlu sağlıklı huzurlu barış ve sevgi dolu bir haftasonu geçirmeniz dileğiyle....








12 Haziran 2014 Perşembe

ORGANİK ERİŞTE ÇİLEK REÇELİ VE CEVİZLİ EKMEK



İki hafta önce  gittiğim Cumalıkızık köyünden ki  BURADA  anlatmıştım, kahvaltı  yapıtığımız Kızık Sofrasın dan  da küçük bir  alışveriş yapmayı  ihmal etmedim tabiki... Sadet ablanın  kendisini  yaptığı bol yumurtalı erişteden aldım... Küçükken  ne  çok yerdik erişte... Hatırlıyorum da babamın görev icabı taşrada dolaşırken  kadınlar  bir araya gelir imece usulu ateşler yakılır saclar kurulur hamurşar yoğurulur kışlık erişteler kesilirdi... Bol tereyağlı yapardı annem ne zevkli yerdik... Sadet ablanın eriştesini yerken o tadı buldum eskilere gittim çok çocukken makarna yerine erişte  tüketirdik nasılda organik beslenmişiz aslında hiç katkı maddesi olmadan şimdiki makarnalar tırt yani. Sadece  makarna mı dışarıdan aldığımız gıdaların hepsi katkı maddeleri bizler  çocuklarımıza göre  daha bir  şanlıyız aslında... Sadet ablada nın kahvaltısında yediğimiz çilek  reçelide çok güzeldi zaten köyün kendi bahçesinin çileği bol taneli çilek  reçeline bayıldım.... Birde salçalı sos vardı kahvaltıda  hafif baharatlı sarımsak belli bile  değil ondan da aldım pişman oldum fazla almadığıma çok leziz çünkü gerçi biraz ekmek fazla yedirtiyor ama olsun nasılsa  kilo problememim  yok :) Birde cevizli ekmek  aldım... Benim annem  Bursa lı olduğu için orada  bu ekmeğe  cevizli lokum derler... Üniversiteden ev arkadaşım Mehtap öğrenci olduğumuz yıllarda  bize  geldiğinde  Bursa Ulu Cami yi gecerken canım çekmişti  de gel  cevizli lokum alalım demiştim. Kendisi Karabüklü olduğu için olayı direk Safranbolu lokumuna bağlayıp '' karnımız aç ne  tatlısı '' demişti ..Cevizli lokumu ekmek  şeklinde  değil de  küçük poğaçalar  şeklinde  yapılır  evlerde... Özellikle Bursa yöresinde kına  gecelerinde,mevlütlerde yapılır  ve  dağıtılır... Bazı yörelerde bunu cevizli tahinli yada  haşhalı olarakda  yapıyorlar ama  benim  favorim iri iri cezli olanından...Yolunuz Cumalıkızık köyüne düşerse Kızık Sofrası ndan Sadet ablanın yaptıklarından alın derim... Sağlıklı mutlu günleriniz olsun...

11 Haziran 2014 Çarşamba

TÜRK BAYRAĞI


Kırmızı zemin üzerine hilal ve yıldız bulunan bayrak, Osmanlılarda ilk defa 1793'de devletin resmi bayrağı olarak kabul edildi. Ancak bu bayraktaki yıldız, sekiz köşeliydi. Bu bayrak Osmanlı Devleti'nin resmi ve umumi sembolü olarak kullanıldı. Sultan I Abdülmecid han zamanında 1842'de yıldızın beş köşeli olması kararlaştırıldı ve Osmanlı bayrağının şekli kesinleşti.
Türk bayrağına efsanevi bir anlam katan bir diğer inanış ise şöyledir: Osmanlıların 1448'de, düşmanlarını ağır bir yenilgiye uğrattığı Kosova savaşından sonraki gece; savaş alanında oluşmuş kan gölünün üzerinde gökyüzünden yansıyan hilal ve yıldız yan yana görünmüştür. Böylece sultan II Murad, bu simgeyi devlet bayrakları arasında kullanmaya başlamıştır.
Ay yıldızlı bayrağın 1. Kosova savaşı sonrası oluşması pek bir mümkün. Ancak o gece hilal ile yan yana gelen herhangi bir yıldız değil Jupiter gezegenidir. Fakat bazıları bu olayın II Kosova savaşı sonrasında olduğunu söyler ki bu yanlıştır çünkü o gün ay yeniay evresinde olup herhangi bir şekilde gökyüzünde belirmemiştir.
Bu efsaneye göre ise; Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi, rüyasında göğsünde bir hilal ile yıldızın belirdiğini ve göğsünün büyümeye başladığını görmüştür. Bu rüyayı devletinin cihana hükmedecek kadar büyüyeceğine bağlamış ve bayraklarında kullanmaya başlamıştır.
Türk bayrağı esasen kırmızı değil, aldır. Türk mitolojisinde, Türklerin renklerle ilgisi önemli bir yer
tutar; mavi (gök mazisi, turkuaz), beyaz/ak ve al/kızıl renkleri başta gelir. Al renk kırmızıdan farklıdır, kutsal, tanrısal renktir. Kırmızı renk adı Türkçede 12. asırdan önce pek görülmemektedir. Kırmızı, Türkçeye sonradan, Sogdcadan veya Farsçadan geçmiştir.
Al renk adı kutsallık içerdiği için, Türkler, 'kırmızı bayrak' değil 'al bayrak,' 'kırmızı kan' değil 'al kan,' demişlerdir. Yermek, aşağılamak anlamında 'karalamak' derken, yüceltmek, övmek, kutsamak karşılığı da, 'allamak' sözünü kullanırlar. Bugün dilimizde kullandığımız 'allamak pullamak' sözü de aynı maksatla kullanılmaktadır.
En yükseği Ankara Cebeci'deki 50. Yıl Parkı'ndadır. 300 metrekare büyüklüğündeki en yüksek Türk bayrağının direk uzunluğu 100 metredir.
En büyüğü ise Mersin'in Toroslar Belediyesince, yaklaşık 5 ton boya kullanılarak Toros dağlarının kente bakan yüzünde işlenen, 4.532 metrekare alanı kaplayan Türk bayrağıdır.
Doğu Türkistan'dan, müslüman Boşnaklara, Irak Türkmenlerinden, eski Hatay Cumhuriyetin'ne kadar pek çok halk, Türk bayrağını farklı renk ve biçimde kullanmıştır.
ŞİMDİ SORUYORUM  BENİM ŞANLI BAYRAĞIM SİZİN NERENİZE BATTI..


not : bayrak bilgileri haberler.com sitesinden alınmıştır.

9 Haziran 2014 Pazartesi

VÜCUTTA ÇIKAN ET BENLERİ



Atahan kuzu ya hamileyken  vücudumda küçük küçük  kırmız benler  çıkmaya  başlamıştı  doktorum  damarlar genişlediği için  normal  demişti... Geçen yıl kaşıntıyla  berabar  büyük kırmızı etbenleri çıkmaya  başlayınca  cildiyecide  aldım hemen  soluğu önemli bir şey  yok dedi... Yine bu yıl aynı  dönemde  baharda coşuyorlar kesinleştirdim önce  bir  kaşınma  başlıyor bende sivilce  falan zannedip göremediğim yerleri kaşırken bazen kopartabiliyordum sonradan farkediyorum ki kırmızı et beni deriden kabarık bir şekilde... Bu  yaz tatili nden sonra hazır izinliyken  genel  bir  kontrol için  tekrar  cilt doktoruna  gittim... Cİltteki benler genelde  beyaz tenlilerde  daha  çok çıkıyor... Doktorum  benleri inceleyerek  herhangibir risk içermediğini güneşe  çıkarken yüksek faktörlü koruyucularla  çıkmam gerektiğini ve benleri kopartmamamı istedi... Birde  çildim çok kuruymuş aslında bölgecel  olarak kurudur saç  derim yağlıdır  mesala (sürekli zeytin yağı küründen olsa gerek)  yüzüm karma diğer bölümler kuru... Hal  böyle  olunca doktor önce  eczanede  özel olarak hazıralanan  bir kremi 15 gün  boyunca  kullanmamı istedi devamında bu   resmini gördüğünüz  topicrem e.





Kullanan var mı  bilmiyorum  ama  doktorun karışımı bitince kısa  bir  araştırmadan sonra  bu karışımdan almam lazım  kuru  cilt  birde  erken yaşlanma sebebi... Zaten geldik  37 ye artık yaşlanıyoruz hiç olmazsa güzel  yaşlanalım ama dimi..:) Mutlu  sağlıklı  haftalarınız  olsun...

5 Haziran 2014 Perşembe

BURSA CUMALIKIZIK DA BİR GÜN NASIL GEÇER


Yıllık iznimdeyken genel doktor kontrolleri için Bursa ya  gitmiştim. İşimiz erken bitince uzun zamandır  merak ettiğim ama  bir türlü fırsat bulamadığım Cumalıkızık a  çevirdik rotamızı... Bursa Ankara yolu  üzerinde  Bursa merkeze 15 dk  mesafede bir  yer...Cumalıkızık köyü neden mi bu kadar ünlü kuruluşu yaklaşık 1300 lü yıllara dayanıyor neredeyse Osmanlı nın ilk köyleriden birisi her yer  taş sokak... Evler  halen kerpiçten ahşap...Zaten koruma altında tüm köy...



Şansımıza hava  bir güneşli bir  yağmurlu geçiyordu...



 Burası cin  sokağı diye  geçiyor... Dünyanın en dar  aralığı olarak geçiyor.Biraz ürkütücüde olsa geçtim...Rivayete  göre Cin aralığı ismi Yunanlıların Cumalıkızık ı işgali sırasında konulmuştur .Yunan askerleri köyü basar ve hery eri yağmalar bazı köylüleri kovalamaya başlar bu sırada dağda bulunan eşkiyalarda köyden haber bekler bu sokak dağa çıkarmış ve köylüler cin sokağından dağa çıkar eşkiyalara haber verir yunan askeri bu aralığı görmez ve geri döner.KORKARAK burada cin var zannederler köyün lanetli olduğunu sanırlar dağa kaçan köylüler eşkiyalara haber verir Eşkiylar Yunan askerini gafil avlar ve köyü kurtarır.

 Gezmekten yorulunca biraz  enerji depolayalım dedik ve kendimizi Kızık Sofra sına attık... Bir yer bu kadar mı şirin olur... İşletmecisi Saadet ablanın  sohbetine bayılmamak mümkün  değil. Peynirler hariç her şeyi kendisi yapıyor...



 Sohbet öylesine güzeldi ki zamanın burada  nasıl geçtiğini anlamadık bile kuzine  sobada kızarttığımız ekmeklerin tadı  hala  damağımda... Yemek bahane bir  tatlı muhabbet de gerek  derseniz  Cumalıkızık köyünde Kızık Sofrasını tercih edin derim ben.

Tam hatırlamıyorum ama 2002 yılları  falandı Küçük Emrah ın Kınalı Kar  dizisinin de çekildiği konaktan da kareler...

Harika bir gündü tarihle yüzyüze gelmek insanı bir tuaf etsede... 


4 Haziran 2014 Çarşamba

Bu Hurriyet Çok Sosyal

Hurriyet.com.tr'nin yeni uygulaması olan "Hürriyet Sosyal’i" ilk duyduğumda bir an önce kullanmak için hevesliydim. Üyelik gerektirdiğini gördüğümde ise, önce biraz üşenir gibi oldum açıkçası... Sonra düşündüm ki, "Hürriyet , sosyal tabanlı bir haber sitesine dönüşüyorsa, bu yeniliklerden geri kalmamak gerek... Dünyada ilk defa, böyle güçlü bir haber sitesi, sosyal bir platform olma yolunda ilerliyorsa madem, ben de oradaki yerimi, bir an önce almalıyım!:)
Bilgisayarın başına geçtim ve şuradaki kısa tanıtım filmini izledim önce. Baktım ki, sosyal.hurriyet.com.tr linkinden bilgilerimi hemen girerek ya da istersem Facebook, Twitter veya Instagram gibi mevcut sosyal medya hesaplarımı kullanarak kolayca üye olabiliyormuşum, bir kaç satırlık bilgiyi doldurur, doldurmaz, üyelik için kullandığım e-mail hesabıma bir aktivasyon maili geldi, tıkladım ve üye olmuş oldum. Artık kendime ait ve ilgi alanlarıma özgü, kendi hurriyet.com.tr'mi oluşturmaya hazırdım işte.
İlk olarak, "Bize ilgi alanlarını söyle, biz sana özel haber, video ve içerikleri sunalım" denildi. Hızlıca bir göz gezdirdikten sonra, onlarca seçenek arasından, Yeme-İçme, Müzik, Moda, Spor, Fotoğraf, Sinema, Seyahat, Hava Durumu, Futbol ve Mekanlar kategorilerini işaretledim şimdilik... Ne de olsa istediğim zaman girip, tekrar değiştirebilirim. Keyif benim değil mi? :)

Sonra diğer kullanıcıları da eklemek istersem, "Kişi Takip Et" diye bir öneride bulunuldu. "Kullanıcı Sözleşmesi"ni de onaylamamla "bana özel haber akışı" sunan Hürriyet'in bu yepyeni dünyasına ilk adımımı atmıştım işte.
Artık sadece haber okuyup geçmek değil, arzu edersem her gün severek saatler harcadığım ve çok aşina olduğum sosyal medya araçlarındaki gibi rahatça kullanarak, oradaki "Like/Beğen" gibi, burada da "Öne Çıkar" tuşuyla beğendiğim ve ilgi gösterdiğim şeyleri gösterebileceğim yeni ve keyifli bir deneyimin içinde buldum kendimi. Yıllardır sosyal ağlarda kullandığım bu özelliklere, artık hurriyet.com.tr gibi bir haber sitesinde sahip olmak; haber okumayı, okuduklarımı paylaşmayı ve istersem de üzerine kendi fikrimi söylemeyi öyle kolaylaştırdı ki, kullanırken hiç yabancılık hissetmedim desem, yeridir.
Daha da güzeli ise, eğer istersem Anasayfa, Gündem, Kelebek, Spor, Ekonomi gibi tüm bölümleri, hala görebiliyor olmam... Tüm bunlara ilaveten, özel ilgi alanlarımı belirlediğim için artık, sırf anasayfada olmadığı için gözden kaçırmak durumunda kaldığım, ama aslında merak ettiğim tüm kaliteli içerikler, "Bana Özel" kısmıyla, kendiliğinden bana geliyor ve işte bu, gerçekten harika bir haber.
Dahası bildirimlere baktığımda gördüm ki, daha girer girmez takipçilerim de oluşmaya başlamış bir anda. "O da nedir*" diye merak edenleriniz için anlatayım. Bu yeni deneyim sayesinde, artık okuyucular, hem Hürriyet yazarları, hem de diğer okuyucularla interaktif ilişki kurabilecekleri, tartışma yaratabilecekleri bir platforma sahip olabiliyor. Yazarların sadece köşe yazıları değil; kişisel postları da okuyucu ile buluşuyor. En sevdiğiniz yazarların, gün içinde neler hakkında paylaşımlarda bulunduğunu da, kolayca takip edebiliyorsunuz. Anlayacağınız bu Hürriyet gerçekten çok sosyal olmuş:)
İçerik: http://usengecsef.blogspot.com/
Bir boomads advertorial içeriğidir.

1 Haziran 2014 Pazar

TATİL ZAMANI



Yaz iznimi her zaman ki gibi erken kullandım. Bu yıl da tatilin bir kısmını oğlumla başbaşa geçirmek adına Antalya ya Lara ya gittik... Geçen senede olduğu gibi bu yıl da otel olarak  tercihimiz limak hotel lara   dan yaptık... Çünkü geçen yıl çok memnun kalmıştık...Geçen yıl ki limak maceramızı  BURADA ve BURADA anlatmıştım... Yalova dan feribotla Pendik sonrada  Sabiha Gökçen Havaalanına geçiş ve bekleyiş... 19 Mayıs olunca harika kocam bir Türk bayrağı karşılamıştı bizi havaalanında... Atahan ın elinde oyuncak su tabancası vardı (oyuncak olarak tabanca asla  yoktur ama babası sağolsun havuzda  oynar diye almış ama tabancaya da pek benzemiyor aslında) görevliler valize koyun girişte sorun yaşarsınız dediler... Valizleri teslim ederken sağolsun yetkililere söylememize rağmen ' birşey olmaz su oyuncağı dedi' zaten bizim kuzu da  vermek taraftarı değildi... Ben  bir sorun olacağına adım gibi emindim. Daha bir  ay öncesine  kadar adamın biri uçak havalanmadan 'şu havalandırmaları açın patlayacağım yoksa ' demiş ve patlamak kelimesi şüpheli kelimeler kategorisine girdiği için adamı uçaktan indirmişlerdi... Geldik ikinci giriş kısmına sıradayken  görevli bu oyuncakla geçemeyeceğimizi çocuğu ikna edin alın elinden dedi... Neyse  kuzuyu ikna ettik verdik görevli abisine... Sonra tekrar alacağız zannetti herhalde alamayınca başladı kıyamet... Tam yarım saat giriş kapısında millet  uçağa biniyor biz yerlerde sürünüyoruz önce ayakkabılar sonra çoraplar bir ara anneye darp... Bütün Antalya yolcuları artık bizi tanıyordu... Neyse ki uçağa binerken kriz geçmişti yorgun düşmüştü ve uyuduk...

Antalya da ilk gün eşimin üniversiteden arkadaşı Halil ve eşi Ergül ve minik kuzularıyla sağolsunlar bizimle ilgilendiler Manavgat a gittik bizim Atahan inat etti uzun kollu swetini çıkartmadı... İnat hala geçmemişti...



Sevgili Ergül ellerine sağlık çok  güzel çekmiş şelale öyle şiddetli akıyordu ki serinlikten bir ara üşüdüm bile...

Side Manavgat Antalya gezerken bu da araba öz çekimimiz...

İlk hedefiniz Akdenizdir ileri... Mustafa Kemal in askerleri çok tatlılar ama... O gün sevgili Ergül lerde kaldık misafirperverliği için çok ama çok teşekkürler... İkinci günümüzde otelimize geçtik...


Otelde ikinci defa konakladığımız için yönetim sağolsun herşeyi daha ayrıntılı düşünmüş...Odamız çok güzeldi.. 
Suit oda  ayarlamışlar kuzum diğer odada yatmasına rağmen sabaha karşı mutlaka bizim yanımızda sabahlıyordu:)


Çocuklar için etkinlikler harikaydı zaten ikinci defa gelme nedenimiz de buydu... Bowlingde oğlum derece alınca minik bir hediye kazandı harika bir kumbaramız oldu..



Golf bile oynadık...



Otelde ki yemek çeşitlerini saymakla bitmez keşkek ten suşi ye kadar herşey var benim kuzu yedi gün boyunca makarna yedi... :)




Birde snek ara öğünlerde gözlemeler favorimizdi otel çalışanı Fatma teyzemizin ellerine sağlık börekçi teyze börekçi teyze soluğu onun yanında alıyorduk...İkinci favorimiz waffle ın sadesi ama kalp şekilli olmak şartıyla :)



Her öğle yemeği sırasında burada değişik devasa balıklar oluyor ve Atahan bize poz veriyordu:)
Gözleme ve dondurma...
Geçen sene Atahan havuzdan hiç çıkmamıştı kuma ayağını bile sokmamıştı ayakları gıdıklandı  herhalde hiç istemedi... Bu yıl da kumdan hiç çıkmadı KUM  KUM KUM KUM sürekli sayıkladı:)  Ben de bir ara fırsat bulup uzun zamandır yapmadığım yoga yı yaptım... Burada görevli yoga hocama da  sonsuz teşekkürler...


Her gece faklı animasyonlar vardı en  çok Küba dans gruplarının gösterisi ve tabi ki Semah çok güzeldi...

Güzel bir tatildi başta muhasebede görevli Fatma Hanım ve eşsiz gözlemeleriyle oğlum sevindiren Fatma Hanım  olmak üzere tüm Limak çalışanlarına sonsuz teşekkürler...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...