Ramazan bayramında dokuz günlük tatilden yararlanamayanlar grubunda ben de vardım arife yarım gün çalışıp bayram bitişi cuma günü de çalışıp isyan edenlerden yani 3,5 gün resmi tatil yaptım babalar gibi :) Bayramın birinci günü büyükleri ziyaret faslından sonra ikinci günü Ağva ve Şile yapalım hemde yeni açılan Gazi köprüsünü test edelim dedik...
Biz İstanbul a giderken İstanbul bize geliyordu karşı taraf trafik felç :)
Ağva Şile yolu çok kalabalıktı ilk önce Şile gideriz diye düşünmüştük ama oradaki trafiği görünce direk Ağva ya geçtik. Göksu nehrinde önce tekne turu yaptık sonra Atahan ın yüksek ısrarlarıyla birde deniz bisikletine bindik sonra kano yu gördü neyse ki vazgeçirdik :) Ağva gerçekten güzel bir yer özellikle kafayı dinlemek isteyenler için gerçi biz çok kalabalık bir zamanda gitmiş olsak da doğanın kucağına kendinizi atıp kuş ve su sesleri ile huzuru bulabilirsiniz.
Bugün müzeye çevrilen Şile Feneri'nin 150 yıllık bir geçmişi vardır.(kaynak vikipedi)
Şile Feneri, Kırım Harbi’nde, Karadeniz’den İstanbul Boğazı’na girecek gemilerin yollarını bulabilmeleri için yapılmış fenerlerden biridir. Bu amaçla Boğazlar civarında 1856 yapılan Anadolu Feneri’nden sonra Sultan Abdülaziz tarafından 1858-1859 yılları arasında inşa edilmiştir. Taş kısmını Türk Mimarlar tasarlarken, metal aksamı ve mercek kristal sistemi de Paris’ten bir fabrikadan gelmiştir.
Fener kulesi, yapısının orijinal halini günümüzde de koruyabilmiştir. Sekizgen şeklinde ve 110 cm kalınlığında taştan yapılmış olan kule, gündüz iyi görülebilmesi için siyah ve beyaz enlemesine bantlar çizilerek boyanmıştır. Etrafı çiçeklerle süslü olan fenerin tepesine 72 basamakla çıkılır.
İnşa tarihinde ışık kaynağı olarak 3 fitilli gaz lambası kullanılan fener, 1968 yılında elektriğe çevrilmiştir. Bir dönüşünü 120 saniyede tamamlayan fenerin ışığı, sekiz adet göz biçimli mercekten yayılırken, fenerin çalışması duvar saatlerinde kullanılan sarkaç sistemi ile gerçekleşir ve dişli tertibatı bekçisi tarafından iki saatte bir saat gibi kurulur. Zamanında kullanılan, bugün artık antika değerini almış eşyalar ve gaz lambaları kuleyi daha da ilgi çekici kılar.Şimşekli deniz fenerleri grubunda olan Şile Feneri dakikada 4 defa çakar ve 1000 mumluk elektrik lambası ile aydınlanır. Uluslararası standartlarda birinci sınıf deniz feneri olan Şile Feneri, açık gecelerde yaklaşık olarak 35 mil mesafeye ışığını yayabilir ve açık havada İstanbul Boğazı’ndan görülebilir.( kaynak Şile Belediyesi)
Cenevizlilerden kalan limanda Ocaklıada’nın üzerinde yer alan Şile Kalesi ya da Ocaklı Kale’dir. Ocaklı Kale kendisini diğer kalelerden ayrılan silueti ile Şile’yi tanımlayan simgelerin başında gelir.
Beyaz renkli Ahmetli kireç taşları kullanılarak inşa edilmiş olan bu kale 12 metre yüksekliğindedir. Denizden gelebilecek saldırılara karşı koyabilmek amacıyla inşa edilmiş olan kale, bazı araştırmacılara göre Bizans İmparatoru Andronikas tarafından yaptırılmış, zaman içinde Osmanlılar tarafından da kullanılmıştır. Ancak son bulgular ise kalenin 2000 yıl önce Cenevizliler tarafından inşa edildiğini ve Şile’yi egemenliği altına alan diğer uygarlıklarca da kullanıldığını gösterir.
İlk düşünülenin aksine kale bir saldırı değil gözetleme kalesi olarak inşa edilmiştir. 4 katlı yapısı incelendiğinde en altta kilerin bulunduğu, diğer katların da yaklaşık 20 kişilik bir asker grubunu barındırmak için uygun olduğu anlaşılır.Kale çağlar boyunca iki kez tamir görmüştür. Önce Bizanslılar sonra da Osmanlılar kaleyi yine gözetleme amaçlı kullanabilmek için onarımdan geçirmişlerdir. Ancak hazine söylentileri nedeniyle kale definecilerin istilasına uğramış ve bu arada oldukça tahrip edilmiştir.(kaynak Şile Belediyesi )
Tadilat bitmiş ama tarih katledilmiş gittim gördüm gerçekten bildiğiniz sünger bob olmuş gerçekten çok acı hiçbirşeyin kıymetini bilmiyoruz...Hele tarihi eserlerimizin hiç...Avrupa zamanında bizden çaldığı tarihi eserleri gözü gibi koruyor biz bizdekileri kırıyor yok ediyor hatta imara açmak için tamamen ortadan kaldırıyoruz...
ilk kez gittiğimiz Şile Ağva da ne yenir derseniz bol bol deniz ürünü karides özellikle güveçte ve mevsimie göre balık tabiki ama bunun yanında herçeşit damak tadına hitap ediyor...Gidilip görülmesi gerekn yerlerden birisi Şile ve Ağva diyorum...