30 Ağustos 2014 Cumartesi
29 Ağustos 2014 Cuma
2. DERECE YANIĞA NE İYİ GELİR
Geçen hafta pazar günü sabah kahvaltısında kuzumun koluna bir bardak çay döküldü... Hemen soğuk suya tutuk suyla beraber derisi de sıyrıldı aktı manzara çok kötüydü, temiz ıslak bir tülbente sarıp acilde aldık soluğu kuzum çok ama çok ağlıyordu onun kolu yanıyordu benim içim yanıyordu... Acilde hemen bir karışım yapıp koluna sürdüler daha sürer sürmez bizimkini yanması hafifledi ve ağlamayı kesti kolunu sardılar devamında da antibiyotik iğne yaptılar ve bizi ertesi gün genel cerraha göstermek üzere gönderdiler... Biz ertesi gün Bursa Acıbademe gittik randevu alırken uzman doktorun öneri üzerine cildiyeye aldık cilt doktoru da yanıklarla plastik cerrah ilgileniyor demez mi plastrik cerrah da ameliyattaymış vs Neyse cilt doktoru sarılı olan kolu açtı son katman yapışmış olduğu için açamadı bir iki ilaç verdi plastik cerrah bakması lazım dedi... Sonra Medikal Parktan plasitik cerrah buldum hemen oradan randevuyu aldım... Doktor yanık kapalı tedavi edilmez dedi hemen sargıyı açtı cilt doktorunun kaldıramadığı sargıyı da açtı genel bir pansuman yapıp sardı 3 saat sonra bu sargıyı açıyorsunuz ve size verdiğim ampul iğneyi kırıp sabah alşam sürüyorsunuz sonra fön makinesiyle 40 cm uzaktan kurutuyorsunuz dedi... 2. derece yanık iz kalmaz dedi... 10 gün sonra kontrol...
Yanığı gören herkes bir tavsiye veriyor... Yani kocakarı ilacı... Kullanan herkes iz kalmadan bu vakaaları atlatmış en çok tavsiye edilenler domuz yağı, zeytinyağı ve ertilmiş damla sakızı karışımı , haşlanmış yumurta sarısının kavrulması sonucu çıkan yağın zeytinyağla olan karışımı, kuyruk yağı ve üzlüveç karışımı,kantoran yağı, liste böyle uzayıp gidiyor... Ama kimi görsem domuz yağı diyor hatta bir tanıdık bulmuş getirmiş ( kaynatılmış eritilmiş )... Cesaret edip süremiyorum...
22 Ağustos 2014 Cuma
Bankanın Teklifini Duyunca Şaşkınlığını Gizleyemedi
Emre A., yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
“Sıradan bir gündü ve her zamanki işlemlerim için şubeye gittim. Tam sıra bana gelmişken bankada çalışan arkadaş bana reddedemeyeceğim bir teklif sundu. Daha önce böylesini ne duymuş ne de görmüştüm. Bana yılda ortalama 1200 TL kazanç sağlayacağımı söyledikleri anda Büyük Adım’lı olmaya karar verdim.
Masraflar masraflar...
Emre A., “Bu zamana kadar hesap işletim ücretiydi, EFT, havale komisyonuydu derken gönderdiğim para kadar masraf çıkıyordu. Masraflar masraflar derken Büyük Adım’da havale, EFT, döviz transferi gibi işlemlerimin artık ücretsiz olduğunu söylediler. Büyüksün Büyük Adım diyesim geldi” sözleriyle memnuniyetini dile getirdi.
Böylesini ne gördüm ne de duydum
Emre A., HSBC Büyük Adım’da Modern Hesap’la mevduatına sürekli Hoş Geldin faizi alacağını duyunca “Bana sürekli hoş geldin faizi verecek bir teklifle ilk defa karşılaşıyorum . Böylesini ne gördüm ne de duydum...” sözleriyle şaşkınlığını ifade etti.
Artık parasız kaldım gibi bir derdim de yok
Emre A. daha geçtiğimiz ay başına gelen bir durumdan şöyle bahsetti:
“Geçen ay başında bir ödemem vardı, parayı denkleştiremedim. Eşi dostu aradım haliyle. Tam da bunun üzerine Büyük Adım’ı tanımam, her ayın ilk 7 günü Büyük Adım’ın Bedava Kredili Mevduat Hesabı’ndan 5.000 TL’ye kadar ihtiyacım olan miktarı çekebileceğimi ve bir hafta içinde sıfır faizle geri ödeyebileceğimi öğrenmem benim için bir çok iyi bir haber oldu. Artık parasız kaldım gibi bir derdim yok. Gerçekten bu kadarını beklemiyordum. Çok şaşkınım...”
Her ay zaten düzenli ödemelerimi yapıyorum
Emre A., şu sözlerle yaşadığı sürprizi anlatmaya devam etti: “Her ay elektrik, su, kira gibi zaruri giderler epey bir miktar tutuyor. Bana aylık tutarı en az 500 TL olan 3 tane ödeme talimatı vermemin Büyük Adımlı olmak için yeterli olduğunu anlattıklarında resmen içime su serpildi. Her ay yaptığım fatura, çocuğun okulu gibi ödemelerinin bana bu kadar fayda sağlayabileceğini üstelik ücretsiz olacağını hiç düşünmemiştim.”
Bir daha geri dönemem
Herhangi bir müşteriyken Büyük Adım’a geçen ve kararından son derece memnun olduğunu dile getiren Emre A., “Yine olsa hiç çekinmeden yine yaparım. Kendi kendime bir daha geri dönemem dedim. Bir daha Büyük Adım’dan öncesine geri dönemem...” sözleriyle Büyük Adım’ın hayatında yarattığı büyük değişimi dile getirdi.
Son olarak, “Hayatta her şey matematik ama bazı şeyler kesinlikle öyledir. Büyük Adımlı olmak herkesin hakkı” diyen Emre A. herkesi butonu tıklamaya davet etti.
KAMPANYA DETAYLARI VE BÜYÜK ADIMLI OLMAK İÇİN TIKLA
Bir boomads advertorial içeriğidir.
20 Ağustos 2014 Çarşamba
BAYLONDON DAN GELEN ÇANTAM
18 Ağustos 2014 Pazartesi
CEP TEFONUM ISLANDI SUYA DÜSTÜ NE YAPABİLİRİM
İnternet kullanımının akıllı telefonlar sayesinde artması ve yaşanan her anı fotoğraflayarak sosyal medyada paylaşma isteğiyle hayatın ayrılmaz bir parçası haline gelen cep telefonları, yaz aylarında en çok sıvı temasından hasar görüyor.KULLANICI HATALARI YÜZDE 80 ARTTIKullanıcı kaynaklı hatalara karşı cep telefonlarını güvence altına alan Cepkask firmasının bu yılın haziran, temmuz ve ağustos ayları hasar bildirim verilerine göre, bu dönemde sıvı teması hasar bildirimlerinde diğer aylara göre yüzde 80 oranında artış yaşandı.
Firmanın genel müdürü Tayfun Gülgeç, şort cebinde unutulan cep telefonlarının kullanıcıların bütçesini sarstığını belirtti. Cep telefonları denize ya da havuza düştüğünde ilk yapılması gerekenleri anlatan Gülgeç, şunları kaydetti:"Önce telefonunuzu kapatın. Telefon suya düştükten sonra kapatılmadan geçen üç, beş saniyelik gecikme bile çok önemli. Bu yüzden en kısa sürede telefonun sudan çıkarılarak, kapatılması gerekir. Daha sonra telefonunuzu parçalara ayırın. Telefon içindeki SD kart, SIM kartı ve bataryayı çıkararak, kurumaya bırakın. Telefonun parçalara ayrılabilen tüm kısımlarının kuruması için havayla temas etmesini sağlayın ve üzerindeki sıvıyı vakumlayın. Telefonun kulaklık girişi, şarj ve kart yuvaları gibi deliklerindeki suyu ağzınızla da vakumlayabilirsiniz."
Gülgeç, ısıyla çalışan aletlerin cep telefonunu kurutmada işe yaramayacağını ifade ederek, şöyle devam etti: "Bu yüzden saç kurutma makinesini bir kenara bırakın ve cihazınızı pirinç dolu tabak içinde 48 saat bekletin. Telefonunuzu tabaktan çıkardıktan sonra eğer hala nemliyse bir bezle silin. Nemlenme telefonun içindeyse cihazı tekrar pirinç dolu tabağa koyup 24 saat daha bekleyin. Cihaz tamamen kurumuşsa, telefonu açın. Şansınız varsa, telefonunuz yeniden çalışacaktır."
Aklinizda bulunsun bilgi habereler.com dan alinmistir...
posted from Bloggeroid
17 Ağustos 2014 Pazar
17 AĞUSTOS HİÇ UNUTMADIK UNUTMAYACAĞIZ
17 Agustos... Kimi sakat kaldi kimi öldü kimi kayboldu bir mezari bile olmayan tanidiklarimiz var...Her yil oldugu gibi bugecede de yine Yalova Deprem Anıtında saat 03:02 de mevludi şerif okutulup helva dagitilacak...Yalovadaki Anıtta soguk mermerler üzerinde tam 4042 kişinin adı var...15 yil oldu bir defa bile bugece yapikacak olan anma programina katilmadim katilamadim gidemiyorum...Her yanindan gectigimde soguk mermerler üzerime geliyor....17 Agustos seni hic unutmadim unutmayacagim...
posted from Bloggeroid
12 Ağustos 2014 Salı
SOSYAL ETKİNLİKLERİMİZ..
Bu aralar minik kuzum çok faal... El becerileri motor gelişimi için sürekli kreşte etkinliklere devam ediyorlar... Dün elinde bu sevimli arıyla beraber geldi...Arı da diyemiyoruz ayıııı vızzz ayıııı vızzzz.. :)
Bu da bana yaptığı süpriziymiş. İpi hilal şeklindeki spaltulaya dolayarak yapmış. aralarda boşluklar olmuş tabi ama olur okadar diyelim.. Üzerinide boncuk midye gibi küçük şeyler yapıştırmışlar... İşten eve geldiğimde okul çantasından hemen bu bilekliği çıkartıp annne süprizz dedi ve koluma taktı... :) Benim minik kuzum büyümüşde süprizler yaparmış... Buraya kadar herşey iyi güzel de sıcaklardan mıdır bilmem ama geceleri çığlık çığlığa uyanıyoruz aslında tuvaleti için uyanıyor ama sonrada ağlamaya başlıyor çözemedim gitti son 2 gündür de biraz ateşleniyoruz geceleri... Lütfen sonbahar gelsin benim gibi oğlumda sıcağı sevmiyor...
11 Ağustos 2014 Pazartesi
Yoksa sizin evde yemek seçen biri mi var?
Çocuğunuzu her şeyden çok sevdiğinizi biliyoruz. Sizin için hayattaki en önemli şey, büyüme çağındaki çocuğunuzun iyi beslenmesi ve dolayısıyla gelişimini en iyi şekilde tamamlayabilmesi. Bunun için de, çocuğunuzun düzenli olarak, birçok gıdadan yemesini istiyorsunuz. Haklısınız... Ama bazı şeyler zaman alır.
Çocukluk ve okul öncesi dönemde, iştahsızlık ve yemek seçme, çok sık rastlanan bir durumdur. Türkiye’de 10 yaş altı her 3 çocuktan 1’i yemek seçiyor. Hemen panik yapmadan önce, çocuğunuzun yemek seçen bir çocuk olup olmadığını anlamak için, testimize katılmaya ne dersiniz?
http://vitasure.com.tr/cocugum-yemek-seciyor/yemek-secen-cocuk-testi
Yemek seçme ile baş etmenin en önemli yolu, ebeveynlerin yeme düzeni kurması, çocuğun aile sofrasının bir parçası olmasını sağlaması ve çocuğa kendi yeme alışkanlıkları ile örnek olmalarından geçer. Ebeveynler doğal yiyecekler ile dengeli bir beslenme alışkanlığı oluşturmayı başarırlarsa, en mutlu sofraların da temeli atılmış olur.
Tabi bütün bu davranışlar, zamanla şekillenir. Bu sürede, çocuğun beslenmesinin eksik kalmadığından emin olmamız da gerekir. Beslenmesi, protein, karbonhidrat ve yağ gibi makro besinler ile vitamin, mineral gibi mikro besinleri dengeli ve içeriği çocuğun ihtiyaçlarına uygun olarak geliştirilmiş besin takviyeleri ile desteklenmelidir. Tüm bunlar gözünüzü korkutmasın, besin takviyeleri de lezzetiyle sizi şaşırtabilir.
İşte bu süreçte, sizi VitaSure ile tanışmanızın tam zamanı! VitaSure, tam ve dengeli beslenmeye destek olmak için özel olarak geliştirilmiş, takviye edici gıdadır. Vitaminler, balık yağları gibi takviyeler sadece mikro besinleri ve esansiyel yağ asitleri desteklerken, VitaSure bunlara ek olarak, protein, karbonhidrat ve yağ gibi büyümenin yapı taşları olan makro besinleri de içerir. Vanilya ve çikolata aromalı çeşitleri ile farklı lezzetler sunar.
Çocuğunuz doğru beslenme alışkanlığı kazanana dek, sağlıklı büyümesine ve zihinsel gelişimine yardımcı olmak için lezzetli yardımcınız VitaSure, hep yanınızda.
http://vitasure.com.tr/
Çocukluk ve okul öncesi dönemde, iştahsızlık ve yemek seçme, çok sık rastlanan bir durumdur. Türkiye’de 10 yaş altı her 3 çocuktan 1’i yemek seçiyor. Hemen panik yapmadan önce, çocuğunuzun yemek seçen bir çocuk olup olmadığını anlamak için, testimize katılmaya ne dersiniz?
http://vitasure.com.tr/cocugum-yemek-seciyor/yemek-secen-cocuk-testi
Yemek seçme ile baş etmenin en önemli yolu, ebeveynlerin yeme düzeni kurması, çocuğun aile sofrasının bir parçası olmasını sağlaması ve çocuğa kendi yeme alışkanlıkları ile örnek olmalarından geçer. Ebeveynler doğal yiyecekler ile dengeli bir beslenme alışkanlığı oluşturmayı başarırlarsa, en mutlu sofraların da temeli atılmış olur.
Tabi bütün bu davranışlar, zamanla şekillenir. Bu sürede, çocuğun beslenmesinin eksik kalmadığından emin olmamız da gerekir. Beslenmesi, protein, karbonhidrat ve yağ gibi makro besinler ile vitamin, mineral gibi mikro besinleri dengeli ve içeriği çocuğun ihtiyaçlarına uygun olarak geliştirilmiş besin takviyeleri ile desteklenmelidir. Tüm bunlar gözünüzü korkutmasın, besin takviyeleri de lezzetiyle sizi şaşırtabilir.
İşte bu süreçte, sizi VitaSure ile tanışmanızın tam zamanı! VitaSure, tam ve dengeli beslenmeye destek olmak için özel olarak geliştirilmiş, takviye edici gıdadır. Vitaminler, balık yağları gibi takviyeler sadece mikro besinleri ve esansiyel yağ asitleri desteklerken, VitaSure bunlara ek olarak, protein, karbonhidrat ve yağ gibi büyümenin yapı taşları olan makro besinleri de içerir. Vanilya ve çikolata aromalı çeşitleri ile farklı lezzetler sunar.
Çocuğunuz doğru beslenme alışkanlığı kazanana dek, sağlıklı büyümesine ve zihinsel gelişimine yardımcı olmak için lezzetli yardımcınız VitaSure, hep yanınızda.
http://vitasure.com.tr/
IPSOS 2011, 1-10 yaş arası çocukları olan 815 anne ile 12 şehirde Türkiye temsili örneklemle yapılmış Anne Araştırma Sonuçları.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Kerzner B. Clinical investigation of feeding difficulties in young children: a practical approach. Clin Pediatr 2009 48:960
7 Ağustos 2014 Perşembe
DEPREM ÇANTANIZ HAZIR MI
17 AĞUSTOS... Unutmadık unutamayacağız da... Geçen pazar yine Yalova olarak tüm gün sallandık ama en kötüsü gece tam uykuya geçtiğimzde oldu 4,3 oherşey film şeridi gibi geçiyor insanın gözünden... Her ne kadar şu an tüm Türkiye seçimlere odaklansa da dünyada ki bu konunun uzmanı bilim adamları Marmara için 7-7,5 şiddetinde yakın zamanda bir depremi bekliyor.... Evimiz müstakil ve sağlam olduğunu bilmeme rağmen hemn kolları sıvayıp deprem çantası hazırlama moduna girdim... Küçük bir araştırma ve içerisinde bulunması gereken şeyler ...
-su
-konserve
-bisküvi
-ilkyardım çantası
-fener,pil
-battaniye bir kaç parça kıyafet
-düdük -kağıt kalem
- varsa çadır uyku tulumu
-sizin için önemli olan tüm resmi evraklarınınızn fotokopileri (nufus cüzdanı pasaport sağlık kartı tapu ruhsat ehliyet vs )
-acil durumlarda irtibata geçilecek kişilerin telefon numaraları adres bilgileri
İşte deprem çantamızda bunları bulundurmamız gerekiyor ve 6 ay da bir konrol etmemiz gerekiyor... Gerçi evde küçük çocuk varsa bez mama vs ile sürekli çantadaki eşyalar değişebilir... Çantadaki su bisküvi yi 2-3 ay da bir değiştirmekte fayda var ...
Çok ürkütücü biliyorum ama hayatımızın bir gerçeği oldu artık deprem ve az önce yine kandilli rasathanesinin sitesine baktım Marmara kaynıyor... Rabbim büyük bir depremi bir daha yaşatmasın bize... hala kulaklarımda 17 ağustosdaki deprem zamanındaki ambulans ve siren sesleri var...
3 Ağustos 2014 Pazar
ORADAN BURADAN...
Minik paşam kreşin bahçesinde olgunlaşmaya başlayan domatesleri yakından incelerken öğretmenimiz de harika bir poz yakalamış... Hem okulda hem evimizin bahçesinde domateslerin olmasını sabırsızlıkla bekliyoruz... Bayram tatili derken iki günlük iş ve yine hafta sonu tatili dengeler biraz şaştı...İstanbul dan İzmir den misafirler vardı bol sohbet bol kahkaha bir de benim migren ataklarım olmasa daha bir süper olacaktı ya neyse... Son 1 ay içerisinde üçüncü acil serüvenim oldu iğne ve serum geçici olarak ağrıyı geçiriyor...Sıcaklar beni fena yaptı... Zaten yazı sevmem birde migreni tetikleyince hiç sevmiyorum...
Dayım bize elleriyle mis gibi etli çiğköfte yaptı ellerine sağlık pek güzel olmuştu... Tabağa koyulmasıyla bitmesi an meselesiydi...:)
Mis gibi balkonda yapılan pazar kahvaltısıyla güne yine sıcaklarla devam ettik... Gün içerisinde bir kaç deprem yaşadık ki ben bu yazıyı yazarken de yine deprem oldu...Aşırı sıcaklarla depremi bağdaştırmak istemiyorum ama aklımdan geçmiyor da değil hani... Rabbim bize o günleri yaşatmasın tekrar...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)