31 Aralık 2014 Çarşamba

2014 E VEDA...



Sağlıkla huzurla mutlu yeni yillarimiz olsun...2015 hosgeldin...
posted from Bloggeroid

Yeni yılda hem her şeyden haberiniz olsun hem de moda ve yeni keşifler sizden sorulsun!

Haberleri takip etmek için kullanılabilecek en iyi uygulama Hürriyet E-gazete olsa gerek. Hem basılı gazete okuma keyfini yaşarken, hem de güncel haberlere ulaşabilme imkanı sunuyor. Uygulamanın son güncellemeleri ile de; hava durumuna, burcuma, finans haberlerine ve sinema rehberine ulaşabiliyorum. Hürriyet E-Gazete'nin en güzel yanı da (sona sakladım) bir sonraki günün haberlerini 00:00'da alınıyor olması.
Şimdi de sizi Hürriyet E-gazete'nin yılbaşı paketi ile tanıştırmak istiyorum. Bu pakette Hürriyet E-Gazete'nin yanı sıra, Elle ve Atlas dergilerinin dijital kopyası var :)
Haberleri ve gündemi hem gazete okuma keyfini yaşayarak takip etmek isteyenler, hem de ben gazetemi okurken bir yandan da falıma da bakarım, filmlerden de haberim olur diyenler yılbaşı paketini kaçırmasın derim! Hem de kısa bir süre için sunulan bu paketi alıp, gazete keyfini sürerken modayı Elle ile takip de edebilir, Atlas okuyarak da farklı keşifler yaşayabilirsiniz.
Yeni yılda sevdiklerine sevdiğin şeyleri hediye etmek de adettendir. Siz de arkadaşlarınıza ve gazetesiz olmaz diyen aile üyelerinize 6 aylık veya 1 yıllık versiyonları olan Hürriyet E-Gazete paketlerinden birini hediye edebilirsiniz. Her gün kullandıkça sizi hatırlasınlar:)
Daha ayrıntılı bilgi almak için sitelerini ziyaret edebilirsiniz.
Bir boomads advertorial içeriğidir.

28 Aralık 2014 Pazar

YAĞLI SAÇ DERSİ NE KESİN ÇÖZÜM BU MU DUR?



Bu gün minik kuzu Atahan ın rutin kontrolü vardı. Burada kulak burun bogazci da hersey yolundaydı. ..iki hafta önce yazmıştım kulağa tüp takma hikayesini en azından bu kontrolde tüp takilmayacagi netleşti. .Bir de fakli bir yerden cildiyeciye randevu almıştık. Orada da hersey yolunda gitti..Doktoru hazır bulmusken yağlı saç derim için bir kaç soru sordum... tavsiye edebileceği ürünlerin isimlerini aldım.



Eczaneden ilaçlarımizi alırken şampuanları hakkında bilgi aldım orada saç Cilt Analizi de yapılıyordu ilgili bayan da doktorla aynı ürünleri tavsiye etti...fiyatları ve özellikleri incelendikten sonra PROZINC e karar verdim.. Ortadaki Lila şampuan günlük kullanım için. Sağ taraftaki haftada 2 defa uygulanan ardıç katrani içeren yoğun arındırıcı şampuan...Sol taraftaki ise onarıcı bakim maskesi...O da haftada 2 kere uygulanıyor...Umarım artık bir çözüm yolu olur zira şampuan degistirmekten yoruldum ... Bana iyi şanslar olsun...
posted from Bloggeroid

23 Aralık 2014 Salı

SINIR TANIMAYAN AİLE BİZE GELMİŞ




Yapı Kredi Bankasının son çıkan reklamlarındaki Kaya ailesi tabiri caizse SINIR TANIMAYAN AİLE bu akşam bize kahvesiyle geldi... Arçelik ten aldığım mini telve kahve makinesiyle misler gibi Türk kahvesini ailecek yudumladik....
Sınır tanımayan ülkenin sınır tanımayan ailesi hosgeldin aramıza...
posted from Bloggeroid

21 Aralık 2014 Pazar

İKTİSATA GİRİŞ DERSİ (VOLUME 1 )



Kreşte sosyal etkinliklerimize ara vermeden devam ediyoruz...



Standimizda manav yapıldı sebze ve meyveler tanıtıldı fiyatlandırildi...






Sırayla alıcı ve satıcı oldular...Hem sebze ve meyveler tanıtıldı hemde iktisat dersine giriş yapıldı :)) Ne demiş ünlü iktisatçı Jean Baptiste Say "Bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler"
Musmutlu bir hafta olması dileğiyle. ...
posted from Bloggeroid

16 Aralık 2014 Salı

SIRADIŞI AHŞAP SEHPALAR...




Atahan paşa  geçen  seneki olduğu gibi bu yıl da  bol bol burun akıntısı öksürük hapşurma ve kulak ağrısı ile karşı karşıya  bu sene  gittiğimiz  kkb dokorumuz çok sık yakalanıyor  gribe ve kulaği çok etkileniyor tüp takalım dedi... Ben dumur oldum ne  tüpü ne  nerkozu ne operasyonu... Bildiğim tanıdık aile dostları  olan doktor arkadaşlardan biliyorum ki sağlık sektörü  artık tamamen  prim usulu ile çalışan kar  amaçlı bir sektör oldu... Hatırlarmısınız bilmem 5-9 yıl önce bir kalp  pili takma modası vardı... Kalp pilleri bilmem kimin firmasından alınıyordu  peynir ekmek gibi  kalp pilleri takılıyordu  hastalara ( o yıllarda 10.000 usd falandı ) bazı piller çalışmıyordu  bile... Sosyal medyada birçok arkadaşım çocuklarına  doktorlar tüp öneriyiormuş faklı illerde  faklı  doktorlar ama  hep tüp... Dedim  kendi kendime acaba şimdi de  tüpçüyle mi anlaşıldı... Biraz araştırdım Bursa da Novomed kulak  burun boğaz kliniğini buldum... Sehpalarla  bağlayacağım konuyu  az  kaldı:)... Doktorumuz  çok güzel  muayne etti hikayemizi dinledi ve bir  çok isitme  testleri  yapıldı... Evet  kulakta  sıvı  var anibiyortik  kullanıcaz sıvı kaybolursa  sorun  yok ( ki  kullanınca gidiyor ) antibiyortik  tedavisine  rağmen 3 ay  boyunca  sıvı  eğer  kaybolmuyorsa  bu aşamada  tüp takılıyormuş... Bizimkiler yok efendim zırt pırt  sıvı oluşuyo çare  tüp diyeveriyorlar beni de  geriyorlar... Doktor  birde özellikle  kreşe  giden  ve  sürekli nezle  grip olan bu  yaş  gurubu  için  vitamin takviye  verdi bağışıklık sistemini  güçlendirme  adına ( ımunex den  3 şişe  bitirdik  değişne  birşey  olmadı  bakalım bunda  ne  olacak  )... Konuyu sehpalara bağlıyorum  artık...Doktordan iyi  haberlerle çıkınca işlemlerin bitmesi için  bekleme  salonunda  beklerken bu sehpa ilgimi çekti...Bildiğiniz ev kapısı eski tip ev ama... Kulbu çıkartılmış işlem  görmüş ayaklar monte edilmiş süper  harika olmuş...




Kapının diğer kanadından da bu sehpayı yapmışlar ben bayıldım...


Yine bu  güzel eski sandıklarda klineğe ayrı bir  hava katmış ben zaten eskilere aşık olan biri olarak mekanı çok sevdim personel ve  doktorlarda  harika... Çocuk hastlar beklerken sıkılmasın  diye harika  bir  etkinlik alanıda yapmışlar  ama  sistem  arızası nedeniyle o resmi ekrana  yükleyemedim..... Kuzum 10 gün  sonra  kontrole gidecek  bakalım umarım  ilaçlarla  kolay atlatırız... Tüp  taktırma olayımız  yok  şükür hemen  tüp  takalım  diyen  doktordan  uzak durun  araştırın inceleyin...Sağlıklı mutlu günlerimiz olsun...

12 Aralık 2014 Cuma

YAĞLI SAÇLAR İÇİN ÇÖZÜM KURU ŞAMPUAN




Bilenler  bilir asıl yağlı olan  saç  değil saç derisidir. Deri  yağlanınca  saçlara etki ediyor  ve saçları  söndürüyor... Siz  de  benim gibi  yağlı  saç derisine  sahipseniz kış demeden  hergün duş almak zorundasınız...Her gün  saçları  yıkamak  da  saçları  fazlasıyla  yıpratmaya  neden oluyor... Bu olumsuzlukları ortadan kaldıran kısmi  çözüm bulan  bir  ürün  çıktı Elidor  kuru şampuan  6-8  saat  sizi kurtarıyor  test esilmiştir:) Sprey  şeklinde  çalkakılıyorsunuz  saçlarınızı  havalandırarak  sıkıyorsunuz  sonra  saçlarınızı fırça  ile  tarayın sonuç  yeni  yıkanmış saçlar gibi  yağdan arınmış saçlar... Sonuç  mükemmel benim  gibi  çabuk yağlanan saç  deriniz  varsa  Elidor kuru  şampuan  her  daim evinizde  bulunsun  derim... Musmutlu  haftasonları...

9 Aralık 2014 Salı

ÇİLEK VE BALIK AŞKINA...



Ah bir de çilek  allerjim olmasa nasılda  güzel  yenirsin  sen ama  sadece dilimin  ucuyla tadabiliyorum...

gerçi resimdeki deniz tarağı yersen :)

Bol sebzeli bu ton balıklı  salata yemeğe  doyamadım zaten denizden babam  çıksa  yerim misali balığı her şekil severim.. Zaten  salataya  karşı ayrı bir  zaafım var  balıkla  birleşince tam oluyor... Bir de  böyle  görsel harika bir sunumla önüme gelince  dokunmayın bana... Sağlıklı beslenme  adına bol bol sebze balık tüketin çocuklarımıza da  bunları tüketmeye özendirelim... Sağlıklı güzel  günlerimiz olması dileğiyle...

8 Aralık 2014 Pazartesi

BALIK HAFIZASI NASIL İŞLER


Bu aralar balık olasım  var  hayatta...  hafızaları 5-10 saniyeymiş ya sonra  sil baştan... Yaşayıp yaşayıp 5-10 saniye içerisinde unutmak  ne  güzel şeysin  sen  öyle... Daimi değil tabiki bu hafıza  oyunu... Ya da kötü ve olumsuz  şeyler  yaşadığımzda  balık hafızası girecek devreye ohhh valla 10 saniye sonra unut  o şey  hiç  yaşanmadı... İnsan ne yaşlanır ne çöker... Hafızanda  hep güzel olumlu şeyler  kalır hiç kötü bir an ın olmaz  mesala...Balık olasım var balık...


4 Aralık 2014 Perşembe

Keşke Kadın Olsam…

Hangi kadın olsa bayılır bu kitaba.
Neden mi? 
Nedeni çok basit.
Bu kitap kadınlara “erkeklerle eşit olmaya çalışma, sen onlardan kat be kat GÜÇLÜSÜN!” diyor.
Aykut Oğut’u okurlar fenomen olmuş kitabı Evrenden Torpilim Var sayesinde yakından tanır. Bir tür “iste, olsun” kitabıydı Evrenden Torpilim Var.
Şimdi uzun bir aradan sonra Aykut Oğut’un "Keşke Kadın Olsam" kitabı gündemde.
Ne mi anlatıyor bu kitap?
Bir kere kadınlara güçlerini yeniden hatırlatıyor.
“Sevgili kadınlar” diyor. Erkekle eşit olmak da neymiş?
          Erkeklerle ASLA eşit OLAMAZSINIZ!
          En büyük hatanız bizimle eşit olmaya çalışmak!
          Çok çabalarsanız eşit olmayı becerebilir misiniz?
          Elbette becerebilirsiniz AMA kendinizden, gücünüzden vazgeçerek becerebilirsiniz bunu!
          Erkekle EŞİT olmak için VAROLUŞ çıtanızı alçaltmanız, daha aşağı inmeniz gerekiyor.
          Eşitlik mi istiyorsunuz?
          Siz bilirsiniz!

Neden eşitlik için kadının çıtasını alçaltması gerekirmiş derseniz?
Yazara göre:
KADIN ERKEKTEN 16 KAT DAHA ÜSTÜN!
Kadın daha güçlü, daha duygusal, muhteşem bir içsel rehberlik kapasitesine sahip, seks ve cinselliği yaşamak konusunda içindeki sese kulak verdiğinde önünde kimse duramıyor, evrensel saygıyı ve sevgiyi hissedebiliyor verebiliyor…
Amaaa...
Bu özellikler tek başına yetmez. 
Bir KADIN ancak:
DUYGULARINI İFADE EDEBİLDİĞİNDE
ONLARI BASTIRMAYI DEĞİL KUCAKLAMAYI SEÇTİĞİNDE
İÇİNDEKİ DİŞİLİĞİ UYANDIRMAYI BAŞARDIĞINDA

Bu özellikler gerçek kapasitesine ulaşıyor.
Kim için yazılmış bu kitap:
Aşkta, ilişkilerde, profesyonel ve sosyal hayatta kendini eksik ve kaybolmuş hisseden her kadın için…
Aykut Oğut bu kitapla cici kızlar uyur, prensi bekler sözlerine inanarak uyutulan güzelleri; sen otur oturduğun yerde, beyaz atlı prens gelince kurtaracak seni sözlerine inanıp hayatını uzun bir bekleyişe bırakmış bütün prensesleri resmen UYANDIRIYOR!
Bu kitabı okuyan bütün kadınlar VAY BE! GERÇEKTEN GÜÇ BENDEYMİŞ diyecek.
Bir kadın devriminin başlaması an meselesi!
Kitapla ilgili daha ayrıntılı bilgi almak için tıklayınız. 
Bir boomads advertorial içeriğidir.

2 Aralık 2014 Salı

80 LERDE ÇOCUK OLMAK

Yıl 1985 Adapazarında  oturuyorduk.Yan komşumuz Safiye teyzenin oğlu sürekli iş nedeniyle  yurtdışına gidip geliyordu ailecek çok iyi görüşüyorduk... Bekar büyük kızları vardı  Hayriye abla... Yurtdışına gidip gelen büyük oğullarını hatırlamıyorum  ama  bir gün Safiye teyze bu prensesle bize  geldi Aman allahım  ne  büyük  bir mutluluk anlatamam çünkü o yıllarda et bebek Türkiye de yok sadece  dışarıdan geliyordu ülkemizde  plastik yada  bez  bebekler vardı ne tekim benimde  öyleydi... Bebeğimin adı BEBEĞİM di gece gündüz onunla birlikteydim üzerindeki orjinal  kıyafeti değil  anneme  sürekli birşeyler diktiridim... Zamanında makyaj bile  yapmışım :) Kaşlarını boyamışım dudaklarını da  galiba oje den  ruj yapmışım:) Geçenlerde annem  bulmuş evde  bana  verdi o yıllar birden canlandı  gözümde... 29 yıllık bebek olunca üzerindeki malzeme  deforme olmuş tabi rengi kötü olmuş yıkadım pakladım ama değişen birşey olmadı...
Güzeldi 80 lerde  çocuk olmak azla  yetinmeyi bilir en  küçücük şeylerden mutlu oldurduk... Belki  çok oyuncağımız yoktu çeşidimiz de  ama  hayal dünyamızı genişletirdik bezden bebekler  tavşanlar yapmaya  çalışırdık içerisine  pamuklar  doldururdu...Bilgisayarlarımız ıpad lerimiz  yoktu  2-3 arkadaş bir araya gelip  dünya atlasını yere serer ( dünya atlasını da  o zamanın gazetelerinden kupon biriktirilerek alınırdı ) ülkeleri  bulmaya  çalışırdık... İsim -şehir -hayvan -bitki oynardık üretirdik tüketmezdik... 80 ler  çocuk olmak güzeldi  yani....

30 Kasım 2014 Pazar

TELEFON KÜPESİ MODELLERİ



Dün telefon kılıfı almak için mağazaya girdiğimde hersey normaldir. Rengarenk çeşit çeşit kılıflar... çeşit bol olunca da insan seçmekte zorlanıyor haliyle ücret ödemek için kasaya geldiğimde bu kupeleri gördüm önce anlam veremedim telefon aksesuarları satan biyerde takılarını ne işi var dedim.Sonra kupeleri hep tek olarak sergileniyor eşleri yoktu buna da anlam veremedim...Dayanamadım kasada görevlileri sordum bunlar ne dedim...Telefon kupeleriymis...Nasıl yani dedim....Kulaklığın oldugu yere takiliyormus....kendi kendime ne çok kokoş bayan varmış dedim...Ama hakvermemek de mümkün değil hani çünkü çok güzeller...18-24 yaş arası için gayet normal...
posted from Bloggeroid

29 Kasım 2014 Cumartesi

SON MODA BİLEKLİKLER...




Alışveriş sitelerine gözatarken bu bilekliklere bayıldım ne kadar güzel tasarımlar böyle.








Takı tasarımıyla uğraşanlar için harika modeller...Benim gibi zamanı kısıtlı olanlar için iyiki bu siteler var...
posted from Bloggeroid

27 Kasım 2014 Perşembe

YALOVA DA NE YENİR İLHAM KEBAP A GİDİLİR



Geçen hafta sonu arkadaşım İlkay ve eşi Hamdi harika bir işyeri açtılar...  Et ürünlerine doymak istiyorsanız Yalova ve çevresi bence burayı acilen keşfetmesi gerekir.



Mekanın yeri çok basit Çiflikköye giderken Devlet Hastanesi köprüsünü geçince ilk sağ sokakta... Daha detaylı yer bildirimine  BURADAN ulaşabilirsiniz. Şimdi gelelim işin özüne benim eşim yemek konusunda çok ama çok seçicidir onu yemek konusunda memnun etmek gerçekten çok zordur.Kendisi tamamen etle beslenlendiği için Onun vereceği not önemliydi... Ne tekim İlham Kebap eşimden tam not aldı... Ben zaten  bayıldım benim için önemli olan salatalar :)  İnce detaylar önemlidir... Mesela salataya sumak çok yakışır neredeyse çok az restorant bunu uygular...



Mekan çok geniş ve aydınlık iç dekorasyon muhteşem çok ferah. 100 kişilik kapasitesi var.. Yemek organizasyonları için ideal bir yer...




Zeytinyağlı ve acılı ezmeli mezeleri ve salataları bol... Sunum çok önemli arkadaşımın eşi profesyonel açşı  hep beş yıldızlı otellerde görev aldığı içinde süslemeleri ve sunumları gayet iyi biliyor..



Açılış gününe İstanbulda  hasta ziyaretinde olduğumuz için katılamamıştık ama evlilik yıldönümümüz olan 24 Kasım da  oradaydık... Her yıl benim tercihim olan balık restorantları tercih edilirdi. Eşim güzel bir hediye aldığı aldığı için bende Onun en sevdiği şey kebap ve ete boğmak istedim... :)  Hem de İlkay ve Hamdi ye de hayırlı olsun a gitmiş olduk... Yalova da ne yenir derseniz ve et tarzı severseniz  İLHAM KEBAP a gidin derim... Hayırlı bol kazançlı günler olması dileğiyle...

25 Kasım 2014 Salı

24 KASIM EVLİLİK YIL DÖNÜMÜMÜZ



Yıl 2007 Aylardan Kasım gün 24 olduğunda biz iyi günde kötü günde bir ömürü beraberce yürümek için baskoyduk bu sevdaya...Özel bir gün bizim için... Mustafa Kemal Atatürk'ün eğitime ve eğitimciler verdiği değerin kat ve kat arttığı özel bir gün... Rabbim sağlık huzur ve mutluluk dolu seneler nasip etsin...
posted from Bloggeroid

23 Kasım 2014 Pazar

BALIKLI RUM HASTANESİ TARİHÇESİ


Eşimin anneannesi geçen hafta kalçasını kırdı ameliyat oldu.Ameliyat riskliydi ve kalbi durdu kan kaybetti hal böyle olunca ameliyattan sonra diğer bir hastane olan  Balıklı Rum Hastanesine geçiş yaptı...Vücudun biraz vitamin ve serumla takviyeye ihtiyacı vardı... Hafta sonu İstanbul a ziyarete gittik... Bu hastaneye 7 yıl öncede gelmiştim bu ikinci gelişimdi. Ziyaret saati uzun olunca (hasta odası dışında ) hastaneyi gezmeye ve incelemeye başladım...Gerçekten ilaç kokusundan çok tarih kokuyordu...


Hastanenin geçmişi; 1454 yılında Karaköy’de "Büyük Balıklı Han"’ın bulunduğu yerde faanliyete geçen hastaneye dayanır[1]. 18. yüzyılda veba salgını nedeniyle hastane surların dışına taşınan hastane; "Yedikule Hastanesi" adıyla bakallar esnafı locası tarafından1753 yılında inşa edildi[2]. Ahşap hastane binaları 1790 yılında çıkan yangında yok olunca Patrik 7. Neofitos’un ve Bab-ı Ali tercümanı Yorgo Humuzi’nin katkısı ile yeniden inşa edildi[2]. 1794 yılında yapılan bir düzenleme ile kurum, kronik hastaları ve sokaklarda yaşayan insanlarla dilencileri kabul eden bir kurum haline geldi;. Balıklı Meryem Ana Kilisesi’nin yönetimi hastaneye verildi. Eğrikapı’daki Meryem Ana Kilisesi, müştemilatında psikiyatri hastalarını kabul ettiği için 1816’da hastaneye bağlandı[2].
Sultan II. Mahmut’un fermanıyla 1836-1838 yılında Yedikule Hastanesi ile birlikte İstanbul’daki diğer iki Rum hastanesinin hastalarının nakledileceği yeni bir hastane inşa edildi. Hastalar, 1839 başında hastaneye nakledildiler.
1894 depreminde hastanenin zarar görmesi üzerine yeni binalar inşa edildi. Bugün hizmet veren binalar, o dönemde inşa edilmiştir[2]. Hastane, 1991 yılında restore edildi. 1994 yılında bünyesinde alkol ve madde bağımlılığı tedavisi için Türkiye’nin ilk özel kliniği kuruldu[1].
(KAYNAK WİKİPEDİA).


Bir vakıf hastanesi burası Rum Türk birçok doktor hemşire memur hizmetli görev alıyor...Son zamanlarda gördüğüm en temiz hastanelerden birtanesi... 




Hastane sağlık hizmetinin dışında huzur evi olarak da kullanılıyormuş...Gerçi o bahçenin diğer bölümünde sonradan  öğrendim yoksa oraya gitmeyi çok isterdim.

Her yerde Rumca yazılar  vardı galiba bağış yapanlarla alakalı tam bilmiyorum...Ne den mi Balıklı Rum Hastanesi ne acı ki bu ülkede ya paran olacak ya dayın olacak ya da arkan olacak yoksa Devlet hastaneleri içler acısı... Vakıf hastanesi olup ssk ve bağkur hastalarına da hizmet veren bir hastane...Ötekileştirmek istemiyorum ama Rumlarda insana değer şu an bizim ülkemizde bizden daha iyi bu hastanede din dil ırk ayırımı yapılmadan herkese eşit davranılıyor hemde en güzeliyle...Anneanneye biz oradayken rutin kontroller için  bir hemşire geldi ve bizi ilk defa görüyordu  ve hoş geldiniz dedi ben şoka girmiştim... Ben bu zamana kadar hiçbir devlet hastanesini geçtim en kral özel hastanede bile böyle güzel karşılama görmedim...Hastanede aynı zamanda alkol bağımlılık tedavisi de veriyor dediğim gibi bir çok ayrı binadan  oluşuyor her bir binada  faklı konulara hizmet veriliyor... Balıklı Rum Hastanesinin çalışma şeklinin ülkemdeki tüm sağlık kuruluşlarında da olması dileğiyle... Rabbim tüm hastalarımıza acil şifalar versin...

20 Kasım 2014 Perşembe

BİR KÜÇÜK CEVİZ AĞACI


Daha  önce    BURADA  ve BURADA  bahsetmiştim evde ceviz nasıl çimlendirilir nasıl büyütülür diye... Annem saksıyı  değişitirmiş bizim cevizler almış başını gitmiş... Bahar geldiğinde kısmetse  bahçeye ekilecek birde Trabzon a  köye gidip oraya transfer olacak... Bakalım yeni yerlerini beğenecekler mi en önemlisi ceviz verecekler mi. Aslında  ceviz vermelerini şu aşamada çok önemsemiyorum  yeşili ürettik ya bir den fazla  küçük ağaç fidesi ürettik  ya  beni en çok sevindiren  bu... Biz gözünün içerisine bakıyoruz filizlensin fide olsun ağaç olsun diye millet  rant  uğruna avm havaalnı köprü yol  uğruna kesiyor ağaçları...Bakın işte görün kolay mı yetişiyor bir ağaç... Doğamızı koruma adına çocuklarımız için  geleceğimiz için lütfen duyarlı olalım...

19 Kasım 2014 Çarşamba

SUYU OTURARAK İÇMENİN FAYDALARI




Bir çoğumuz yok artık diyor oturarak su  içmenin fadaları da mı varmış diyor....Evet  var...Ayakta su içerken su direkt olarak midede dinlenmeden kalınbarsağa geçiyor ve suyun içerisinde  mikrop  bakteri vs varsa filitre görevi yapılmıyor... Ayrıca  suyun içerisindeki yararlı minerallerde  yine ayakta içildiğinde midede dinlenmediği için alınamıyor... Hal  böyle olunca ayakta  su içildiğinde  sadece  susuzluğumuzu gidermiş oluyoruz... Siz siz olun suyunuzu oturarak içmeyi alışkanlık haline  getirin  ve  çocuklarınıza da  bunu öğretin...Hatırlıyorum da rahmetli anneannem kızım ayakta  su içilmez günah  derdi, derdi ama nedenini anlatmazdı belki bilmediği için keşke anlatsaydı da bilseydim 36 yıl hep ayakta  su içtim gitti canım mineraller... Araştırdım oturarak su içmek aynı zamanda  sünnetmiş nedeni de  sağlıklı olması imiş...Sağlıklı bol bol su içmeli günleriniz olsun...

17 Kasım 2014 Pazartesi

YALOVA ZÜMRÜT BAHÇE





Haftasonu pazar iş için İstanbul a geldim hala İstanbuldayim... Haftasonu kısmi olarak aileden ayrı kalacağım için cumartesi günùnü doyasiya ailemle gecirmek istedim... Dogayla icice olalim diye attik kendimizi yollara Yalova ya 10 km uzaklikta Zümrüt Bahce ye gittik tam bir köy kahvaltisi offf mis gibi koy peynirleri doyamadim tadina...




Kuzu okadr hareketliydi ki masa duzeni diye birsey kalmadi tabi... Peynirleri onune cekti hepsini ben yiyecegim dedi..



Hava cok guzeldi malum sonbahar biraz bahcede top oynadik.


Kucuk goletteki kirmizi baliklari sevdik...


Sonra mekanin icerisini gezmeye basladik..








Yolunuz Yalova Samanli yoluna düşerse Akkoy Termal arasindaki Zümrüt Bahceye gidin derim...Kahvalti haricinde dugun toplanti organizasyon gibi etkinlikler icin ideal...En guzeli dogayla basbasa mis gibi bol oksijenle birliktesiniz... Bugun pazartesei ben hala sehir disindayim evimi ailemi cok ozledim aksam olsun kavusma vakti gelsin...
posted from Bloggeroid

13 Kasım 2014 Perşembe

GİZEM İN BLOĞU....


Yengemiz evde minik  bebeğini büyütürken merak salmış harika şeyler  yapmaya  başlamış banada böyle  güzel bir  süpriz yapmış... Tam  mutfağımın tonlarında bayıldım ellerine sağlık Gizem yenge seni çok seviyoruz.... GİZEM İN BLOĞU  nu görmek isterseniz bekleriz...

10 Kasım 2014 Pazartesi

YALOVA DAN ATA YA SAYGI



Yalova heykel meydani bugunlerde pek güzel... Meydanin adi heykel cunku eskiden burada Ata nin heykeli vardi ve resmi torenler burada kutlanirdi...Zamanla trafik yogunlasinca torenlerin yapilmasi sirasinda trafigin kilitlenmesine neden olmaya basladi hal boyle olunca Ata nin heykeli hemen 50 metre ilerideki trafige kapali olan meydana tasindi...Artik resmi torenler burada yapilmaya baslandi...Ama tam dönen bu kavsakdaki Ata nin heykelinin yeri yillarca bos kaldi...Nihayet arti meydan yine Atamiza kavuştu...Bir tarafında Atatürkün harika bir resmi....



Diğer tarafta And imiz..



10 Kasım icin bir hazirlik telaşıyla yetistirmeye calişıyorlar dün gecede ışıklandırma ayarlamaları yapılıyordu...








Birde Atatürkün hayatini anlatan barkovizyon koymuşlar fonda da Sarı Zeybek teki müzik... Kuzum hemen beni Ata yla resim çek anne dedi... Sonra eve geldiğimizde de babasina anlatti... Evet bugun 10 Kasım...Tıpkı ilkokuldayken okuduğum şiir gibi ATATÜRK ÖLMEDİ YÜREĞİMDE YAŞIYOR....
posted from Bloggeroid

5 Kasım 2014 Çarşamba

ÖL DAHA İYİ...


 Haftabaşı  iş  nedeniyle İstanbul a gitmek içi   Yalovadan topçular  feribotuna  bindim... Oturuken karşımdaki tabela dikkatimi çekti... CAN YELEKLERİ TAVANDADIR.... Aman yarabbi bu  nasıl bir şey... İDO DO DO DO......


 Üşenmedim kalktım can yeleklerine ulaşmaya çalıştım  1,60 boyla ulaşamadım tabiki  hadi  ulaştım diyelim  yelekleri çıkartmak mümkün değil önlerinde barikatlar  var...Çeke çeke bir  ihtimal çıkabilir... Düşünün  gemi batıyo sen cebelleşiyorsun can yeleği çıkartacağım diye bu  ne  vurdumduymazlık böyle...

Ya kardeşim senin zaten bu  ülkede  yaşam hakkın yok yaşam değerin yok  iş olsun koyduk onları oraya  iş güvenliği istedi bizde yaptık işine  gelirse... Birşeyler  yapılıyor  evet  ama  yapılmış olmak için yapılıyor kurtarma amaçlı değil... Tıp kı hala  18 madenciye ulaşılamadığı gibi. Torba yasası  çıktı  güya  madenci  hakları düzenlendi  yeniden  incelendi yine işveren bildiğini okudu... Bu ülkede  insan için  yapılan herşey  artık göz boyamadan ibaret bir  kez daha  netleşti....

3 Kasım 2014 Pazartesi

BUGÜN AŞK OLSUN...



Bugun gunlerden sevgi olsun aşk olsun...Huzur olsun savaş olmasin cocuklar kaybolmasin ölmesin anneler ağlamasin...Bugün dünyada kötü şeyler olmasin mutluluk olsun barış olsun...Söyle hayat bugun senden cok sey mi istiyorum...
posted from Bloggeroid

29 Ekim 2014 Çarşamba

YALOVA GÜNEY KÖYÜ



Bu pazar da kendimizi attik yollara kuzu Atahan yola ciktiktan sonra 15 dakika icerisinde uykuya dalinca bizde uzun zamandir gitmek istedigimiz ama bir turlu firsatini bulamadigimiz Guney koye gidelim dedik...



Bildigim kadaroyla Dagistanlilar ve Cerkezlerin ikamet ettigi bir koy... Köy demek haksizlik olur aslinda cok duzenli ve temiz bir yerlesim yeri...




Meydandaki koy kahvesinin onune parkettik arabayi Atahan iceride uyudugu icin arabadan ayrilamiyorduk kahveleri caylari aldik arabanin yaninda icmeye basladik...



Bu sevimli kopek kahve boyunca beni tek birakmadi sagolsun... Koydeki herkes guleryuzlu cok tontos dedeler vardi..
Tam organik urunler iste burada kuzum icin polen ve koy yumurtasi aldim..
Yalova Bursa karayolundan giderken caniniz Hinkal manti cekerse Guney koye sapin hemen orjinal Hinkal mantisini Dagistanli hanimlarin elinden yemenizi tavsiye ederim...Trakking yol guzergahi ayni zamanda burasi... Mavi Yesil yolun devami..Doga severler buraya cok geliyor...Sari sonbaharda ayri bir guzel Guney Koy....
posted from Bloggeroid

23 Ekim 2014 Perşembe

YAZ-KIŞ SAAT UYGULAMASI



İlk O başlattı:
Benjamin Franklin’i hepimiz Amerikan dolarındaki görseliyle tanıyoruz. Oysa o "Erken yatıp erken kalkmak, kişiyi sağlıklı, zengin ve akıllı yapar" özdeyişinin sahibiydi. Eski ABD Başkanı Benjamin Franklin, Amerika Birleşik Devletleri'nden  Fransa ya elçi olarak yollandığı sırada, Paris halkının mum israfını önlemesi ve gün ışığından daha çok yararlanması için imzasız bir mektup yayımladı. 1784 yılındaki bu vergi, panjurları vergilemek, mumları karneye bağlamak ve insanları gün doğumu sırasında kilise çanları ve top ateşiyle uyandırmak gibi öneriler içermekteydi. Sonradan da saatlerin kışın geri alınmasıyla gün ışığından daha çok faydalanılacağını ispatlayarak bu işin mucidi olarak tarihe geçti.


YAZ SAATİNİN YORULMAZ SAVAŞÇISI

 
İngiltere’den sonra, yaz saati uygulamasına geçen ikinci ülke Almanya oldu. Fransa’nın ise bu uygulamaya geçiş sebebi oldukça ilginç. Fransa, uygulamaya savaştaki askerlerinin daha iyi uyuması ve güç toplaması için kabul etti. İngiltere’de Petts Wood’da avukat William Willett’ın heykelinin altında şu cümle yazar. "Yaz saatinin yorulmaz savaşçısı"
Bakalım  bizim ülkemizde  ne  zaman son  verilecek  bu  uygulamaya ... İleri geri saatlerde dumur oldu  artık :))

Not : bilgiler  hürriyetin sitesinden alınmıştır...

21 Ekim 2014 Salı

BAHÇEMDEN SARI SONBAHAR



 Kim  demiş sonbahar kasvetli diye  bak sarının yeşilin  kırmızının  her  tonunu  görebiliyorsun  doğada... Tamam kabul cıvıl cıvıl rengarenk  çiçekler yok ama  mis gibi  kış  meyveleri  var... Bu kıpkırmızı kocaman nar  henüz olmadı  bir  tanesinin  tadına baktım daha ekşi görüntüsü  beni aldattı aslında  narın  olgunlaştığını anlamak için  internette  araştırma  yapmam lazım tahminimce narın sap kısmının tek çevirmede kouyor olması olduğu anlamına  geliyor sadece atıyorum bildiğimden değil hani kolay kopan meyva olmuş derler  ya oradan yola  çıkıyorum... Nar ın arkasındaki korkuluk nasıl  ama :) yoksa  kargalar  gerçekten rahat bırakmıyor meyveleri...


 Bu da Trabzon hurması diye geçiyor gerçi bizimki çikolatalı hurma en sevdiğimden  yaklaşık  6 yıldır  bahçede hurma  ağacımız  var  ilk sene 2 tane  ürün verdi ondan sonraki senelerde  hiçbir  meyve vermedi sonra  dediler ki ağaç cinsi bahçede  tek  olmaz  eşi olması  lazım ki baharda polenleri  birbirini döllesin meyve versin  sonra  ikiledik  ağaçları  bu  sene kocaman kocaman Trabzon hurmamız oldu  gerçi  onunda  olmasanı 15-20 gün  var  az  kaldı  şimdiden sabırsızlanıyorum...


Misler  gibi  mandalinamız komşumuz taşındığımızda  hoşgeldin  hediyesi olarak  mandalina fidesi getirmişti pekde  makbule  geçti hani  mandalinalarımız da  var  onunda  15-20 günü  var  olgunlaşması  için bakalım  bekliyoruz .


Akşam  eve  gelirken bahçemdeki kalan son  güllerden birisini yoğun rüzgara rağmen fotoğraflamayı başardım  gerçi biraz  bulanık  çıktı  ama  rüzgara karşı durulmazmış :)


17 Ekim 2014 Cuma

HERSE SALATASI NASIL YAPILIR


Bugün  günlerden  salata  olsun dedim ama  bu  salatayı  yiyeli oldukça uzun zaman oldu... Geçen ramazan bayramında eşimin dayısının hanımı  sevgili Fatoş  ablamız  yapmıştı gerçi her geldiğinde  yapar çünkü çok seviyoruz... Bazı bölgelerde  herse  diye  geçen  bu  sala nasıl mı  yapılır...Normalde  mangal közünde  kırmızı  yağ biberi  patlıcan yeşil biber közlenir şimdi bunun için  mangal mı  yakıcaz diyorsunuz haklısınız  tabi... Benim gibi  ocağınızı kirleterek  de  yapabilirsiniz:)




Közlenen tüm sebzeler küçük küçük doğranır içierisine  ayrıca  domates kuru soğan taze  maydonoz ilave edilir... Sosu için  zeytinyağ  limon ve sarımsak rendesi ilave edin bir  okadar daha güzel oluyor... Zeytin biraz da  iri  nane  yapraklarıyla  süsleyebilirsiniz. Ben bu satırları  yazarken refleks olarak ağzım sulanmaya başladı  bile...


Fatoş  ablanın gelmesini bekleyemeyeğim haftaonun  bu  olaya  bir  el atmam lazım tabi havamda  olursam: Yeme  içme hazılrama aşamasında biraz  fazlaca  üşengecimdirde... Genelde resmini çekmeyi ve yemeyi  tercih  ederim..Musmutlu bir  haftasonunuz olsun...

Dyson DC62 Digital Slim ile Kablosuz Kolay Temizlik

Teknolojinin öncüsü Dyson, 2014 yılında yeni ürünü Dyson DC62 Digital Slim ile karşınızda. Dolaşan kabloları ve hantal süpürgeleri unutun. Dyson kabloyu kesti. Son teknolojiyle tasarlanmış Dyson Digital Slim™ süpürge kablosuz ve hafiftir. Kablolu bir süpürge kadar güçlüdür. 20 dakika kesintisiz yüksek emiş gücü ile DC62 zemin, tavan ve ulaşılması zor yerlere yüksek manevra kabiliyeti ile kolaylıkla ulaşır. Priz arama ve dolaşan kablolara son. Kolayca şarjdan alın ve kullanın. 
Hızlı ve Güçlü
James Dyson : “Dijital motorlarımız yeni teknolojik olanaklar yaratıyor. Bir önce ki modele göre V6 daha hızlı ve güçlüdür. Yüksek güç yoğunluğu ile DC62 kabloya bağlı olmadan kablolu elektrikli süpürge ile aynı işlemi yapabilmektedir. ”
Entegre Motor Teknolojisi
V6 dijital motor özellikle bu makine için geliştirilmiştir. Bataryadan daha fazla güç aldığı için cihazın emiş gücünü arttırır.
2 Tier Radial™ Siklonlar: Tozu daha iyi ayrıştırabilmek için, 15 siklon iki sıra halinde birbirine paralel olarak çalışır. Siklonlara eşit hava dağılımını sağlayarak, Dyson mühendisleri sabit merkezkaç gücünü ve yüksek toz ayırımını garantilediler.
Toza ve kire karşı 
Yeni yapılandırılmış olan motorlu başlık toz ve kirlerle her yüzeyde başa çıkar. Başlıktaki karbon fiber kıllar, statik elektriği azaltarak ince tozların sert zeminlerden toplanmasını sağlar. Sert naylon kıllar ise halıdan kiri temizler.
Hafif, çok yönlü ve yer kaplama derdi yok
Küçük ve güçlü motorunun ağırlık merkezi bileğe yakın konumlandırıldığından zeminden tavana kadar zorlanmadan ulaşabilirsiniz. Hafif olan alüminyum borusunu çıkarıp merdiven, koltuk döşemeleri, otomobil gibi küçük alanlarda rahatlıkla kullanabilirsiniz. Duvara monte edilen şarj yuvası sayesinde yer kaplamaz.

Dyson Türkiye Youtube sayfasına ulaşmak için tıklayınız.
Bir boomads advertorial içeriğidir.

14 Ekim 2014 Salı

SEBZE ŞÖLENİ


Malum  havalar  soğudu  aksırmalar tıksırmalar  grip ortalıktalıkta  kol geziyor... Sağlıklı  beslenme  bu  aşamada  devreye giriyor işte... Sağlıklı beslenmeye  bağlı bağışıklık sistemi ne kadar  kuvettli olursa  grip  vs  o kadar  bizden uzak oluyor...


Tabi  önemli olan şey de  sebze ve  meyveleri mevsiminde  tüketmek... Kışın domates salatalık yemeyelim  serayı  soframızdan uzak tutalım...Bol bol havuç tüketelim lahana karnıbahar özellikle  karalahana içerisinde çok yararlı vitameinler var çocuklar içinde oldukça faydalı...
Sağlıklı günlerimiz olsun...

10 Ekim 2014 Cuma

BAHÇELERDEN BİR KABAK


Bayram ziyaretinde kuzene gittiğimizde bahçesindeki kabak a bayıldım ne de  güzel büyümüş gerçi Adapazarı kabağını  hiç bir  kabak geçemesede bizimkiside oldukça  güzel görünüyor...




Minik kuzum Ali babnın çifliği diye diye dolaştı  tüm gün  bahçede himdilere tavuklara  simit  yedirdi köpekle oynadı keyfine diyecek yoktu... Bayramın son günü hava 24 derece falandı yazdan kalan son günlerden biriydi keyfimiz de yerindeydi gribin etkisini az da olsa atmıştık..

Doğayla çocuklar buluşunca keyiflerine diyecek yok hatırlıyorum  çocukken bahçelerden çıkmazdık tabi bizim zamanımızda bağ  bahçe  çok olduğu için şanslıydık şimdiki çocuklar  için  çok üzülüyorum o yüzden nerede meyva çekirdeği olsa  hemen bir yere gömmeye çalışırım belki  tutar diye  sizde ihmal  etmeyin yediğiniz meyvelerin çekirdeklerini biriktirin kurutun sonra böyle  şehirlerarası yerlerden arabayla  falan geçerken  boş buşduğunuz  yerlere  gömün bizler gördük kuzularımızda görsün ağaç falan diye... Ha birde birileri rant  sağlasın diye  ağaçların kesilmesine de  izin  vermeyin  haydi bakalım musmutlu  haftasonlarınız olsun...



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...