31 Mart 2012 Cumartesi

EVDE SİNEMA KEYFİ

Yorucu bir iş günü eve varış ve akşam yemeği telaşı sonra derin bir nefes ve Atahan'la ilgilenmece... Akşam misafirliğe gittik, baktık ki tv de fovori dizimiz Yalan Dünya yok. RTÜK amcalar cızzzzz yapmışlar... Ev sahibi dvd lerinden seçme yapmamızı istedi. Elebaşımız eşimin ilginç yorumları derken seçimi yaptık ve film başladı... Bu arada küçük gelinimizden gelsin çaylar gitsin çerezler üstüne soda patlama noktasına az kalmıştı. Film demiştik adı Kimliksiz (UNKOWN) gerçekten izlemeye değer. Liam Neeson, Diane Kruger, January Jones, Bruno Ganz Sebasttian Koch'un başrollerini paylaştığı filmin konusu Berlin gezisi sırasında bir trafik kazası geçiren ve komaya giren bir adamın komadan çıktığında karısının bile onu tanımadığı görmesi ve kimliğini ispatlamaya çalışmasıyla devam eden macera içeren süreç başlıyor...





Filmin ve gecenin ilerleyen saatlerinde Atahan Paşa nın uykusu geldiği için eve dönmek zorunda kaldık. Ama filmde kalmıştı aklımız... Ben hemen Atahan'ı uyuttum, eşimde netten filmi bulup açtı heyecan kaldığı yerden devam etti... Günün yorgunluğu ve filmin sürükleyici etkisi sayesinde bir de baktım saat gece yarısı 2 olmuş, koş dedim koşşş yatağa uyu ve dinlen... Dinlen çünkü güzel bir hafta sonu seni bekliyor......... Nasıl bir uykusuz kalmışsam artık bilemiyorum :) Bu postu sabah yayınladığımı zannediyordum bir de baktım ki sadece yazmışım ve kaydetmişim. Bir de baktım ki hafta sonu tatili başlamış bile:)) 

29 Mart 2012 Perşembe

PEPPE VE İSYAN

Şimdiki gençlik bir Halil Sezai dir tutturmuş gidiyor...Müzikleri gerçekten hoş...Lakin Müslüm Gürses in şarkılarından 'Bu nasıl yorum hiçbirşey anlaşılmıyor' diye söz eden gençlik Halil Sezai nin yorumlarını nasıl anlıyorlar onu da anlamış değilim:) Dikkat ediyorum da face den twitten yazdıkları yazılarda da farklı bir yazı karakteri kullanıyorlar eh o zaman bu da normal diyorum. Geçen gün arkadaşımın birisi paylaşmış sayfasında Peppe ve İsyan.Gerçekten koptum gülmekten daha da ilginci Atahan ın bunu dinledikten sonra ağlamaya başlaması.Oysa ki Peppe yi çok sever....

İzlemenizi tavsiye ederim çok eğlenceli...
Gerçi bugün uzuınca aradan sonra ilk iş günüm bu isyan şarkısı da bana gelsin bari...

27 Mart 2012 Salı

BALAYINDA BENELUX PARİS TURU

Bilgisayarda resimlere dalmış turluyordum.Derken kendimi birden balayı resimlerimiz içerisinde buldum.Çok yoğun bir çalışma temposu birde üzerine yorucu düğün telaşı derken hızımızı alamadık 5 ülkeyi kapsayan bir tura katıldık balayı için.2007 yılının soğuk bir aralık ayında başladık gezmeye.
Haydi resimlerle biraz gezelim ne dersiniz.

Belçika dan başladık tur yolculuğuna...
Brüksel de bugünün  modern mimarisinin sembolü olan Atom.(EXPO)



Mühendis Andre Watarkeyn tarafından tasarlanan  anıt,demir atomunun 156 milyon kez orijinal ölçülerde büyütülmesiyle oluşturulmuş.



Chinese Pavillion  dan bir görüntü.

Ama ben Belçika da en çok Brugge yi sevdim orta çağ mimarisi evler,çikolata kokan sokakları...Kokusu hala burnumda, gezerken çikolata aromasından olsa gerek ayaklarınız yere basmıyordu sanki.Oradan Türkiye ye getirmek üzere çok fazla çikolata almıştık.Ama geldiğimizde  hiç kalmamıştı,ülkeye dönünceye kadar eşimle ben yaramaz çocuklar gibi çoktan bitirmiştik çikolataları...



Gerçi o gün çok yağmur yağıyordu.Dün gibi hatırlıyorum sanki tüm Avrupa nın yağmuru o gün üzerimize yağmıştı.Ama buna rağmen kıyafetlerimiz de bir tane çamur lekesi yoktu.Sokakları o kadar temiz ve düzenliydi ki...


Bol yağmurlu Belçika gezisinden sonra rotamızı Fransa ya çevirdik.Başka bir şehir Paris evet gerçekten aşıklar şehri...O gün güneşi gördüğüme bu kadar sevineceğimi tahmin etmezdim.Biraz karışık da olsa metro sistemini çözmek  zor olmadı.Paris manzarasının en güzel izlendiği Ressamlar tepesine (Montmarte ) gittik.Gerçekten manzara çok güzeldi.Bir de soğan çorbası :)



Louvre Müzesi ni gitmeden olmaz tabiki.Gerçi müzeyi nin tamamını gezmek 2 gün sürüyormuş ama biz sadece 3 saat ayırabildik.




İçeride o kadar çok sanat eseri vardı ki gez gez bitmiyor.Tabi en çok ilgimi çeken yine resimler  oldu.Yağlı boya tablolar figürleriyle ebatlarıyla gerçekten çok ilgi çekiciydi...


Ve tabiki Leonarda Da Vinci nin dünyaca ünlü Mona Lisa sı   
ve ben...

Çıkışını zor bulabildiğimiz müzeden ayrılınca Seine Nehrinde tekne turu yaptık Paris e bir de nehirden baktık.Aşıklar şehri buradan da çok  güzeldi.



324 metrelik Eiffel Kulesi...Canım eşim tekneyle gezerken gerçekten güzel çekmiş...Zaten tüm gezi boyunca hem fotoğraf hem kamera çekimleri O na aitti ben gerçekten turist gibi geziyordum:)



Güneş gitmeden eşimin çektiği güzel resimlerden birisi daha.Paris manzarası ve güneş gitmeden şehrin üzerine gölgesi yansımış Eiffel Kulesi...



Akşam bile bir başka oluyor kule sadece demirden yapılmış olsa da hiç de soğuk bir görünümü yok...



Paris e gidilir de Disneyland a gidilmez mi.Bambaşka bir dünyaydı sanki...Evet sanki masal dünyasının içerisindeydim.Sağdan soldan birileri fırlıyor...Mickey mouse,pinokyo, pamuk prenses,tabiki yedi cüceler aklınıza gelebilek tüm çizgi film kahramaları...Tüm günü orada geçirdik o kadar çok eğlence aracına bindik ki akşam olduğunda hala başım dönüyordu.Hız trenine hızımı alamayıp  2 defa binmiştim:)



 O kadar çok geziyorduk ki gecemiz gündüzümüze karışmıştı adeta...Bu da Lüksemburg dan bir kare...

Sonra Almanya ya geçtik Köln e gittik.Yalovadan komsumuzun kızı Arzu abla orada yaşıyor telefonlaştık bizi tüm gün boyunca Köln de gezdirdi.O gün de yine yağmur vardı.Dom Katedrali önünde bir hatıra fotoğrafı çekildik.Katedral çok ilginçti yapımı tam 632 sene sürmüş duyunca şok olmuştum.Bizim Osmanlı imparatorluğu o kadar sene de neredeyse çağ açıp çağ kapattılar....



 Ve benim favori ülkem Hollanda...Amsterdam gerçekten süper bir şehir tabi orada da nehir turu yaptık..Kanallar üzerine kurulmuş bir şehir evleri tam bir mimari harikası.Evlerin ön cepheleri çok dar rehberimiz anlatmıştı sokağa bakan ön cephelerin ölçüsü ne kadar büyükse ödenen vergi o kadar fazla oluyormuş.Bu nedenle dar uzun evler yan yana inci gibi dizilmiş.Çok ilginç, evlere mobilyalar kapılardan sığmadığı için çatılarda kocaman makaralar var ,bu makaralar sayesinde eşyalar yukarı çekilip camlardan evin içerisine alınıyormuş...



 Burada da devlet müzesini gezmeden olmaz tabiki...Kırmızı fener sokağına da gitmedik değil hani:) sırf meraktan...



Dediğim gibi çok yorucu ama bir o kadar da eğlenceli bir geziydi...Farklı yerler farklı kültürler tanımak gerçekten keyif verici...

25 Mart 2012 Pazar

MİLAD 29 MART

Evet milad 29 Mart .İşe başlama tarihim .Dört aylık doğum izni altı aylık da ücretsiz izin derken 10 ay ne çabuk geçti anlamadım.Doyamadım ki henüz ben oğluma.Nasıl O nu bırakıp da işe gideceğim kara kara bunu düşünüyorum...Hem de işten çıkış saati hiçbir zaman belli olmayan bir bankacı olarak yoğun,yorucu ve stresli günler başlıyor... Düşünün bir kere mesai saatleri içerisinde süt izinlerini oğlumun acıkma düzenine göre değil de,müşterilerin yoğunluğuna göre ayarlamak zorundayım...Çoğu zaman akşamları işten geldiğimde minik Paşam çoktan gece uykusuna geçmiş olacak ve ben O nu sadece uyurken sevebileceğim:(( Anne olan mesai arkadaşlarımdan biliyorum.Keşke mesai saatleri 9-18 olan bir işim olsaydı:) Bu kadar karamsar düşüncelerden sonra beni işe motive eden şeyler de yok değil...




Genelde halkının  büyük bir çoğunluğunun birbirini tanıdığı Yalova gibi bir ilde yaşamak bazen çok avantajlı.Tanıdıklar vasıtasıyla çok şükür bakıcı ablamızı da ayarladık.Atahan la aralarındaki diyaloğu kıskanmıyor değilim hani.Paşam bakıcı ablanın her hazırladığını yiyor ama bana sıra gelince bir naz bir naz sormayın...En azından gözüm arkada kalmayacak kayınvalidemin evi hemen yan tarafta...Ama yine de ben kuzumdan ayrı kalacağım.İşe adaptasyon dönemi umarım kısa sürer.Aslında işe adaptasyon değil de oğlumdan ayrı kalma adaptasyonu demek daha doğru olurdu.Bu sancılı dönemi  en az hasarla kısa sürede atlatmak için benden desteğini esirgemeyen sevgili eşime sonsuz teşekkürler..

23 Mart 2012 Cuma

ELİF TEN HEDİYE


Blogger annelerinden arkadaşım Elif , bu çok güzel nevresim takımından hediye  veriyor katılmak isteyen arkadaşlar http://tombultarifler.blogspot.com sayfasını ziyaret edebilirsiniz...Sevgiyle kalın...

21 Mart 2012 Çarşamba

HARDALLI TAVUK SALATASI (MUSEVİ SALATASI)

Bakıcı ablamız yıllar önce Musevi bir ailenin yanında uzun yıllar  kalmış.Eh doğal olarak onların yemek kültüründen de etkilenmiş.Bu gün hadi Musevi salatası yapalım dedi. Biz de kalktık girdik mutfağa. İşte tarifi...

Malzemeler:
---200 gr tavuk göğsü
---Orta boy göbek salata
---1 çorba kaşığı mayonez
---2 çorba kaşığı zeytinyağ
---2 çorba kaşığı limon suyu
---1 tatlı kaşığı hardal
---Yarım çay kaşığı tuz



                                  Tavuk göğsünü küçük kuşbaşı şeklinde doğrayıp haşlıyorsunuz.


                     Orta boy göbeği arzu ettiğiniz büyüklükte doğrayıp salata kasesine yerleştiriyorsunuz.


Bir kase içerisinde hardal, mayonez,zeytinyağ,limonsuyu ve tuzu karıştırıyorsunuz.


Salata kasesine yerleştirdiniz göbeklerin üzerine haşlanmış tavukları yerleştirip hazırladığımız sosu üzerine döküyoruz.


Veee afiyetle mideye yolluyoruz..

18 Mart 2012 Pazar

18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ

Çanakkale savaşlarında 250 binin üzerinde askerimiz şehit düşmüştür. Bu savaşın  unutulmaz kahramanı Anafartalar Grup Komutanı Mustafa Kemal Atatürk ve askerlerin başarısı, ileride başlayacak Ulusal Kurtuluş Savaşının kaynağını oluşturdu.Nice kanlar döküldü vatan için bağımsızlık için yabancıların esaretinde kalmamak için....Düşünüyorum da bizler gerçekten ama gerçekten çok şanslıyız o zor günleri görmediğimiz için ama buna rağmen hala bu vatanın kıymetini bir türlü bilemedik...Değerini yeterince aşılayamadık evlatlarımıza...
  

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin


Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer,

O ne müthiş tipidir, savrulur enkazı beşer.

Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.

Kafa göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak

Vurulup, tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,

Bir hilal uğruna yarap ne güneşler batıyor.

Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker

Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın.

M.AkifERSOY





17 Mart 2012 Cumartesi

UYKU ZAMANI

Küçük Paşam ın deliksiz uyumasını nihayet sağlayabildim.Nasıl mı? Önce uyku tulumuyla yatırmayı terk ettik.Rahat uyusun özgür kalsın diye..





Ama bu defa da sürekli üstü açık kalıyor.O minik ayaklarını bir kaldırıyor başına kadar üstündeki  her şeyi ayakucuna atıveriyor.:))



Yanına her gittiğim de yatakta enlemesine yatıyor buluyorum.Kocaman yatağında yer yokmuş gibi kendini bir yerlere sıkıştırmayı seviyor benim oğlum...Mutlu tatlı rüyaları olsun  mışıl mışıl uyusun...

15 Mart 2012 Perşembe

DEVRE ARASI

Bu aralar hayat devre aralarından ibaret.Malumunuz lig devam ediyor,bir çok bayan gibi ben de futboldan uzak yaşıyorum.Ama eşim fanatik bir Galatasaray lı olarak tüm maçları ilgiyle izliyor,öyle ki maç sırasında evde birçok totemlerimiz vardır.:)) İşe de yaramıyor değil hani...Ama şu günlerde aramızda en sık geçen diyaloglardan birkaçı...

-Aşkımm Atahan ın banyo saati geldi...
-Devre arasında yıkarız canım...

-Aşkımm dışarıda çok güzel kar yağıyor  hadi  kartopu oynayalım...
-Devre arası oynarız canım...

-Aşkımm  bilgisayara bir şey oldu çalışmıyor...
-Devre arası bakarız canım...

:)) Aklıma gelenlerden birkaçıydı..Futbol sevenlerden özür dileyerek haykırmak istiyorum BİTSİN ARTIK SPOR TOTO SÜPER  LİG....:))

11 Mart 2012 Pazar

MODAYA BAHAR GELDİ



Hafif yağmurlu bir pazar günü yine attık kendimizi dışarıya.Yalova da işletmesini http://www.seturmarinas.com/index.php?page=yalova-marina nın yaptığı marinaya gittik.Yağmur çiselemeye başladı ve Atahan Paşa ıslanmasın diye hemen  http://www.mudo.com.tr   ye girdik. İçerisi cıvıl cıvıl dışarıda bahar kendisini hissettirmese de modaya bahar gelmiş bile...


                      Bu mavi ayakkabı benim gibi rahatına düşkün olanlar için olmalı,çanta da çok sade ve şık...


                                        Ama benim favorim bu çanta oldu...Rengi çok güzel..



                           Ayakkabılara bayıldım ama benim ayaklar 34 numara yani hiç birisi olmuyor :((





10 Mart 2012 Cumartesi

GÜNÜN TATLISI....


Dün akşam sevdiğim arkadaşım Fatoş, eşi, kuzuları Enes Emir ve Eymen bize geldiler.Hemen Enes Emir in sevdiği kurabiyeden yaptım.Çok pratik tavsiye ederim çocuklar çok seviyor. Malzemeler : 1 adet Carte Dor Cookie Çikolatalı kurabiye. 1 adet yumurta
 Kurabiye ununu 1 yumurta ile yoğuruyorsunuz.12 adet (ben 18 adet yaptım )küçük toplar yapıyorsunuz, yağlı fırın kağıdının üzerine yerleştiriyorsunuz.Önceden 180 derecede ısıtılmış fırında 10-12 dakika pişiriyorsunuz.Kurabiyeler oda sıcaklığına gelinceye kadar tepsiden çıkartmayın sonra istediğiniz gibi servis yapabilirsiniz...İçinde çikolata parçaları kendinden geçiyor insanın ağzında eriyor...

                                       
Afiyet olsun...

6 Mart 2012 Salı

BUGÜN YOGA GÜNÜMÜZ


Yaklaşık bir buçuk yıl oldu yoga ve www.yogaakademi.com ile tanışalı.Yoğun ve yorucu iş temposundan biraz da olsa nefes alabilmek adına başlamıştım yoga ya...Küçük bir araştırma sonucunda kendimi Şems hocanın yanında buldum...Yalova da www.yogaakademi.com un şubesinin hocası. Her ne kadar eşim ve diğer erkek tanıdıklar Yoga ya komedi tadında baksa da  ben çok ama çok sevdim.Öyle ki Atahan' a hamileyken bile devam ettim.En güzeli doğru nefes almasını öğrendim..Hayata daha pozitif bakmayı,enerjisi yüksek bir fiziğe sahip olmayı öğreniyorsunuz.Mesleğimden dolayı boyun ve bel fıtık başlangıçları vardı ama yoga sizi öyle bir esnetip gevşetiyor ki yeniden doğmuş gibi oluyorsunuz..İyi ki seni tanımışım Şems Hocam iyi ki yoga var....

4 Mart 2012 Pazar

HAFTA SONU








BABAMIZ AMCAMIZ VE YENGEMİZ İLE  GÜZEL BİR HAFTA SONU GEÇİRDİK.KARLI BİR YALOVA BURSA YOLU (ÖZELLİKLE SÜPÜRGELİK MEVKİ) MACERASINDAN SONRA BİRAZ İKEA BİRAZ ANATOLIOM   GÜZEL BİR YORGUNLUK OLDU.ATAHAN IN IKEA YI,ORADAKİ EŞYALARI KEŞFİ,YEMEK YEMEMEK İÇİN DİRENİŞLERİ...

2 Mart 2012 Cuma

MERHABA

KUCAK DOLUSU BİR MERHABAYLA BAŞLIYORUZ...
BAŞLIYORUZ ÇÜNKÜ KÜÇÜK DÜNYAMA BÜYÜK ANLAMLAR KATAN MİNİK OĞLUM ATAHAN LA BERABER YAZIYORUZ.GERÇİ HENÜZ DOKUZ BUÇUK AYLIK AMA AGULARIYLA İFADE EDEBİLİYOR NELER İSTEDİĞİNİ:)) O BONCUK GİBİ GÖZLERİYLE ÇOK ŞEYLERİ ANLATIYOR BANA VE BABASINA...HAYATA İLK MERHABA DERKEN ANNE KELİMESİNİ SÖYLEDİĞİNDE KULAKLARIMA İNANAMAMIŞTIM...CANIM OĞLUM SENİ ÇOK SEVİYORUM....



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...