25 Kasım 2013 Pazartesi

SONBAHARDA AŞK BAŞKADIR...



En sevdiğim mevsimdir  sarı sonbahar bilenler bilir... Kış izin döneminde kısa kısa tatillere devam dedik... Geçen hafta gezdilklerimi burada ve yine burada anlatmıştım.. Atahan paşa yı bu defa anneme bırakarak  evlilik yıldönümünü kutlamak için kısa bir Bolu Abant turu yapalım dedik... Abant tan ziyade Bolu Gölcük ü çok merak ediyordum... Gezelim görelim tarzı programlara bayılırım ki burayı da tv den gördüm hemen küçük bir organizasyonla kendimi attık yollara... Bolu Gölcük navigasyondan rahat bulunuyor aslında ama eşim tipik Haluk karakteri gibi aracı çekip yurdum insanına sormadan yapamaz:)


Manzaranın büyüsüne çoktan kapılmıştık bile...




 Demiştim sonbaharda aşk başkadır diye....


Gölün başlangıç noktasında bisiklet kiralayabiliyorsunuz hem keyifli hem eğlenceli gidenlere tavsiye ederim...








Eşim sen arabayı da böyle park ediyorsun diyerek ispat aşamasına geçti :)  Nedir bu erkek sürücülerin bayan sürücüleri beğenmemesi anlamış değilim anlayan olunca beni bilgilendirsin lütfen:)

Benim favori resmimi bu ağaçların göle yansımaları harikaydı...





Bolu Gölcük Belediyesini tebrik ediyorum Böylesine güzel bir tabiat parkına değer verdiği için.. Temiz bakımlı ve özen gösterilen bir park manzarayı daha da güzel kılıyor... Bilenler bilir ağaçların çürüyen kısımları ağacın kendisine daha fazla zarar vermesin diye çürük olan kısmı budanır kesilir... Kesilen yerde kötü bir görüntü oluşmasın diye buralara küçük resim çalışmaları yapılmış bayıldım...


Eşimin fotoğraf çalışmaları ... Eh o kadar kursa gitti habersiz habersiz güzel yakalamış bence...

Tam emin değilim ama 54 faklı nilüfer çiçeğinin yetiştiği bu Gölcük Milli Parkı gerçekten cennetten bir köşe...




Dedim ya her yer kartpostal gibi nişanlanan bu çiftte mekan çekimi için burayı tercih etmişler bencede iyi eymişler..



 O gün biraz da Bolu merkezi gezdik akşama kendimizi Abant a attık... Konaklamayı da Büyük Abant Otelde yaptık... Fazla bir otel seçeneğiniz yok göl içerisinde ... Buradaki otellerde yıllar önce yapılmış şimdilerde zaten kimse izin falan alıp yapamaz... Ama  gölün dışında çok güzel pansiyonlarda mevcut Küçük dağ evlerinden oluşan apartlar  harika ... 4-8 kişi gelen küçüklü gruplar için ideal..Akşamları aktivite hemen hemen hiç yok bir kaç büyük pansiyon dışında... Otellerde zaten canlı müzük var... Büyük Abant oteli tavsiye ederim... Temiz açık büfe yemek kahvaltı lezzetli Kapalı yüzme havuzu da var... Gece barda ve canlı müzük eşliğinde göl kenarında keyifli saatler geçirebilirsiniz...



Bolu Abant Milli Parkından sorumlu olanlar burasının bağlı olduğu belediye başkanlığı, kurum dernek ne varsa hepsini kınıyorum... Mis gibi bir milli parkımız var bu kadar mı bakımsız ve pis olur... Yıllardır varolan parkın içierisindeki yürüyüş parkurları bile tamamlanmamış... Neyse biz otelimizden kiraladığımız bisikletlerle gölü turlamaya başladık... Rampalarda zorlandım hatta yürümek zorunda kaldım... Ertesi gün bacaklarım ağrıyacak diye düşündüm ama yanılmışım demekki kondisyonum iyiymiş... 


Abantta olduğumuz gün hava ısırır derecesindeydi...(ısırma derecesi de benimle birlikte metoroloji termilerine girmiş oldu :))) Boynumdaki şaldan hemen bir bere modeli oluşturdum kulaklar bisiklet sürerken donma noktasına geliyordu yoksa...




 Abant Gölünün çevresini turlarken imdadımıza bu güzel çaylar yetişmişti... Harika tazeydiler ilaç gibi gelmişti...


Hava kararmadan Abantta ayrıldık niyetimiz Yedi Göller Milli Parkına gitmekti ama  yol bakım çalışması nedeniyle bizim istikamet kapalıymış... Ankara yada İstanbul tarafındaki yollar açıkmış ama bu da bizim mesafemizi yaklaşık 3 kat arttırıyordu vardığımızda hava kararmış olacağından vazgeçtik...Bolu ya  gelirken tüneli kullanmıştık... Giderken nostalji yapalım dedik dağı dolandık...Küçükken hatırlıyorum bu yol tek şeritti ve tam bir işkenceydi... Saatlerce bu dağı çıkmaya çalışırdık arabalar yazın hararet kışında arıza yapardı... O nedenle de zirvede bir çok restorant ve konaklama yerleri vardı. Şimdilerde türelle birlike sayıları azalmış... Bizde Bolu ya gelinirde sucuk ekmek yenmez mi dedik ve mola verdik... Güzel bir dağ manzarası ve organik ürünlerin bol olduğu bir yerde molamızı tamaladık...





Yalovaya dönmeden  Düzceye uğrayalım dedik... Düzce bence çok başarılı bir il  nedenmi merkezinde geniş caddeleri var ferah bir yer çevre düzenlemeleri merkezde çok ama çok başarılı (Yalova ile kıyaslıyorum da)...

Caddeden geçerken  baktım beyazlar içerisinde bir köşk meğer kafeymiş arabayı parkettik  kahve molamızı da burada verelim dedik....



Teknolojiye ayak uydurmak zor inanın.. Menüler önümüze ıpad olarak geldi... İçerisi harika eğer yolunuz Düzce ye düşerse kesinlikle Köşk ü Kahve ye gitmenizi tavsiye ederim... 


Düzceden İzmite geçerken de  Sapancadan dolandık Bu küçük tatilimiz göllerden oluşan   bir turdu... Güzeldi keyifli ve bol eğlenceliydi...


4 yorum:

  1. Ne güzel bir gezi olmuş. Yaklaşık 5 sene öncesinde gitmiştim ben de ama bazı aksilikler nedeniyle fazla gezemeden geri dönmek zorunda kalmıştım. Ama fotoğraflarla gezmiş kadar oldum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tesekkur ederim ilginize ....Ankara anitkabirle gercekten baska bir guzel

      Sil
  2. gölcük süperdir bi de karda gidin
    çok keyifliymiş sizin gezi de
    sevgiler

    YanıtlaSil
  3. Evet ben bayildim golcuk e gercekten harika belki kar yagdiginda gideriz....

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...