5 Ekim 2012 Cuma

TRABZON DA ÇARŞI PAZAR...

 Trabzon da ki bu bakırcılar çarşısına bayılıyorum... Eserler o kadar güzel ki bakmaya doyamıyor insan... Hepsi el emeği göz nuru... Evimde de Trabzon bakırların dan oluşan küçük bir şark köşemizde var zaten:)

Hamam tasların dan kahve fincanları, ibriklerden dekor aksesuarları na kadar her şey var.. Çok ama çok güzel tasarımlar... 
 Tam yılı hatırlamıyorum ama 92-93 yıllarıydı Rus Pazarı nın en şaşalı yılllarıydı... Aman Allahım iğne atsanız yere düşmezdi inanın pazarda tezgahları gezebilmek büyük işkenceydi kalabalıktan... Ama aradığınız her şeyi 1/10 fiyatına alabiliyordunuz... Şimdilerde adı Avrasya Pazarı olmuş yeri de faklı bir yere taşınmış... Pazardaki dükkanların çoğunluğu Türk Tabir i caiz se Rus vatandaşlardan satıcılar çok ama çok az... İlgimi çeken  bir kaç kare...







Bu dünya gerçekten ilginç tamamen el yapımı... Rusya dan gelmiş ortadan ikiye ayrılan dünyanın içerisinden bilin bakalım ne çıkıyor.... Tabi ki mini bir bar... Eh içkiyi çok seven bir toplum nede olsa... Fiyatı mı? 5.000 TL. 



Çok hoşlar değil mi üstlerinde hala yılların tozu var... En küçük ayrıntılara kadar tüm tozlar işlemiş artık...




Kısmen de olsa bir Trabzonlu olarak (baba Trabzon anne Bursa) hep demişimdir... Laf fıkralarının çoğu gerçektir diye... Alın size bir örnek... Maçka Devlet Hastanesi nin önünde oturmak için kaldırıma demirden sandalyeleri sabitlemişler... Gelin görün ki öndeki  parmaklıklarla aradaki mesafeyi göz önüne alırsanız oraya  sadece  2-7 yaş arası çocuklar sığabilir:)

Nasıl bir sevdadır bu Trabzon Spor dedim ve gözlerimle gördüm... Hangi bir fanatik GS li FB li BJK li evnini dış cephesine takımının adını yazdırır bayrağını işletir... Tabi ki Trabzon... Çok ilginç Maçka Trabzon arasında bir fabrika vardı  resmini çekmeye unuttum tüm fabrika baştan sonra borda mavi renkte... Bir Bjk li olarak TS nin taraftarlarıyla gurur duydum ne  yalan söyleyeyim... Aklıma gelmişken hani dedim ya fıkraların çoğu gerçektir... Alın size gerçek bir hikaye... 
Köyde rahmetli Ömer amcanın bahçesinden alevler yükseliyormuş... Babamda hemen telaşla Ömer amcanın yanına bahçeye gidiyor bir de bakıyor ki arı kovanı yanıyor... 
-Hayırdır Ömer Abi bu kovan neden yanıyor...
-Ben yaktım...
-Niye
-Arı beni soktu...
-EEe
-EE si var mı uşağum  sahibini tanımayan arı yı ben hiç tanımam yakarım kovanı olur biter...:))) 5 yıl öncesine ait bir olay ama ben herkese anlatırım çok gülerim çünkü yazarken bile gülüyorum...Nur içinde yat Ömer Amca...

Çok güzel anılar la ayrıldım Trabzon dan... Bir  daha oraları görmek ne zamana kısmet olur bilemem ama her gittiğim sene daha da güzelleşiyor...

6 yorum:

  1. Eski eşyalara takılı kaldım,keşke daha çok fotoğraf olsaydı dedim.bu ara ben de böyle bir çarşı gezsem,eski eşyalara baksam,öyle iyi gelecek ki ruhuma,rahatlayacağım sanki.o yüzden herhalde daha çok fotoğraf aradı gözlerim

    YanıtlaSil
  2. Aslinda fotolar oldukca fazla da bloga koymadim.Digerlerine de yer kalsin diye:)

    YanıtlaSil
  3. Teşekkürler, yazınızı 3 yıl sonra keşfetsemde teşekkürlerimi sunmak istedim, hem yardımcı oldunuz, hem merağımı giderdiniz.
    Bu güzel maceranızı paylaştığınız için çok çok sağolun...

    YanıtlaSil
  4. Yardimci olabildiysem ne mutlu bana

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...