Yaz izini az olunca değerlendirmek şart oldu her yıl... Yaz tatilinin birinci kısmını burada anlatmıştım. Kurban bayramını
ikinci günü kendi aracımızla ve Atahan kuzuyu da alarak Yunanistan için koyulduk yola... Araç ile Yunanistan a gitmek isterseniz araç sahibinin araçda bulunması şart kuzenimin arabasnı alayım gideyim olmuyor öyle. Birde eski ehliyetiniz varsa sınırda 450 TL ayrıca yurtdışı araç kullanım belgesi almak zorundasınız. Ama yeni ehliyetiniz varsa birşey ödemeye gerek kalmıyor. Aracınıza yurtdışı için yeşil sigorta yaptıyorsunuz pasaportlar ve yurtdışı çıkış harçlarınız yanınızdaysa ( yeşil pasaportlar için ) kapıdan geçiveriyorsunuz...(olağanüstü hal nedeniyle yeşil pasaportlar için ayrıca kurum belgesini de eklemeyi unutmayın )... Meriç nehri sınır olmuş aramızda bir yanda Türk askerleri bir yandaYunan askerleri iki arada bir derede kalıyo...İpsala sınır kapısını geçtikten sonra otobana girmedik Dedeağaç a gitmek için geze geze küçük yerleşim yerlerini de görelim diye...
DEDEAĞAÇ (Aleksandropolis, Alexandroupolis) DA GEZİLECEK YERLER
Dedeağaç ın en harkeketli caddesi Dimokratias"dır. Tarihi olarak çok gezilecek yer olmamasına rağmen çok hareketli bir yer sahil kenarında bir liman kenti...
Deniz kenarında bol bol restorantlar mevcut Dedeağaç ta ne yerim derseniz tabiki deniz ürünleri tazecik... Biz Baba nın yeri diye önceden tavsiyesini aldığımız yere gittik menüler aynı zamanda Türkçe balıkları harika lezzetli hele güveç karides on numara benden güzel yapmışlardı inanın... Mutlaka Yunan salatası yemenizi tavsiye ederim.
Yunan salatası dediğimiz aslında bizim bildiğimiz söğüş ( sövüş) salatası. İrice doğranmış domates salatalık soğan biber ilave olarak zeytin üzerine bir kalıp oraya özel peynir biraz baharat ve bolca zeytinyağı...
Bir de frappesi meşhur buzlu nescafe...
Günü Dedeağaç ta bitirip otelimze geçtik. Dedeağaçtaki oteller çok konforlu değil ama bizdeki 2-3 yıldızlı oteller düzeyinde sonuçta bir gecelik konaklama için insan çokda önemsemiyor aslında enazındna ben önemsemedim...
İSKEÇE DE veya Xanthi DE GEZİLECEK YERLER
Ertesi gün rotamızı İskeçe ye yönlendirdik.İskeçe Yunanistan da Türklerin en yoğun olduğu bölgedir...Drama Köprüsü isimli türküye adını veren Drama Şehri de bu bölgeye komşudur. İskeçe ye vardığımızda bir kahve molası verelim dedik tabi çocukla giderseniz oturduğunuz heryerde bir faaliyet yapmanız gerekir neyse ki imdadımıza legolar yetişti...
İskeçe de gezilecek yerler neresi diye sorarsanız önce Ahiriyan mallesine yolunuz şöyle bir düşsün...
Tarihi İskeçe saat kulesi Osmanlı zamanından kalma olup zamnında Yunanlar tarafından yıkılmak istenmiş ancak engellemiş fakat yanındaki kitabelerin yıkılmasına engel olunamamıştır.
İskeçe de hiç konaklamadan istikameti Kavala ya çevirdik..
KAVALA DA GEZİLECEK YERLER
Osmanlı döneminde Balkanların en önemli yerleşim yerlerinden biri olan Kavala aynı zamanda Kavala lı Mehmet Ali Paşa nın doğum yeridir.Şehir çok ama çok güzel
Kavala da gezilecek yerlerin başında tarihi su kemeri geliyor şimdilerde altından araçlar geçiyor tabiki...Zaten Panagia bölgesine giderken bu kemerin altından geçiyorsunuz.
Kavalalı Mehmet Ali Paşa nın evi zaten hemen tepede kalenin yanında.. Burayı ziyaret ederken dedimki Yunanlar burayı nasıl böyle korumuş zamanında büyük çekişmeler yaşanmış Osmanlı ile aralarında sonra Kavalalı Mehmet Ali Paşanın hayatını okuyunca anladım meğer Osmanlı ya karşı isyan eden paşalardan birtanesiymiş eh hal böyle olunca düşmanımın düşmanı dostumdur tezi bir kez daha doğrulanıyor alın size kanıtı evi olduğu gibi sağlam kalmış.
Kavala kalesi ki Atahan ın en çok sevdiği yer burasıydı... Kaleye çıkarken küçücük dik ve dar bir merdiven kullanıyorsunuz kapalı alan korkusu olanlar girmesin ..
Kaleden tüm Kavala harika görünüyor indikten sonra Atahan tekrar çıkalım diye çok ısrar etti merdivenler ona çok eğlenceli gelsede gezilecek daha çok yer vardı...
Kavalalı Mehmet Ali Paşa tarafından inşa edilen bu imaret günümüzde otel olarak kullanılmakta belli saatlere kadar tur rehberi eşliğinde imareti gezebiliyorsunuz ama biz o saate yetişemedik. Diğer yan kapıdan Atahan büyük ısrarla bu kapıdan içeri bakmak için can atsada sadece dışını görebildik.
Kaleden inerken imaret in karşısındaki bu ev en sevdiğim fotoğraf karesi oldu güneş batımı eşilk ediyordu tüm güzelliğiyle...
DİREN İSTANBULLLLLLLLLLLL
Kavala da kalacağınız otel konusunda tercihiniz kesinlikle Airotel Galaxy olsun tam şehir merkezinde sahilde denize sıfır heryere yakın ve çok konforlu en azından kaldığımız diğer otellere göre öyle...
Daha önceki yurtdışı gezilerimde anlatmışımdır Türk kahvesi gibi bir takıntım var ve bu takıntı yurtdışında daha da bir takıntı haline geliyor tek zorlanmadigim yer Yunanistan oldu.. Ama Türk kahvesi olarak geçmiyor tabiki Grek kahvesi olarak istiyorsunuz közde pişiyor ama bizim közler gibi değil sıcak kum diyelim bizim Türk kahvesi kadar sert değil daha yumuşak bir kahve...
Kavala da birgün konakladıktan sonra rotamız Selanik di tabiki
SELANİK DE GEZİLECEK YERLER
Büyük İskender'in kızkardeşi Thessalonike'nin adını bu şehre vermiş... Selanik ayrı bir özellik benim için Mustafa Kemal Atatürk ün dogdugu sehir ve evı de burada olduğu için... Aslında geerçek evinin bu olmadığını evin 300-400 metre geride bir yer olduğunu burasının sembolik olarak sonradan yapıldığını birçok tarihçi söylese de Atam a ait bir kısım eşyaları o mekanda görebilmek insan huzur veriyor.
Tarifi buruk bir sevinç ile ayrılıyoruz Atatürk ün evinden derin ve bir okadar da karışık duygularla ayrıldım oradan...
Kamara meydanı Rotonda cami (kilise)
M.S 300 yılında Roma zamanında kurulmuş bir tapınak olarak inşa edilmiş sonra Hristiyanlar zamanında kiliseye çevrilmiş sonra Osmanlılar alınca yanına minare ekleyip camiye çevirmiş ve tekrar kiliseye çevrilmiş ( minarenin bir kısmını yıkarak)
Tazecik böreklerini bol bol yiyebilirsiniz ben bayıldım...
White Tower (beyaz kule) Osmanlı zamanında zindan olarka kullanılmış daha sonradan beyaza boyanmış.
Selanik de beyaz kulenin dibinde bir otobüs durağı var oradan bineceğiniz otobüsle tüm şehri dolaşıyorsunuz kulaklık veriyorlar Türkçe yayında var gezdiğiniz yerlerin isimleri özellikleri anlatılıyor çok ama çok keyif aldık...Bu otobüsten en çok keyif alan tabiki Atahan dı o bile kulaklıkla dinleyip anne bak burasi buymuş dedi nasıl bir kültür turuydu anlatamam ...
YEDİKULE
Selanik şehrinin sırtlarında yer almaktadır. Osmanlı’nın ilk döneminde 1431 yılında Çavuş Bey tarafından Bizans surları içine inşa edilmiştir. Osmanlıca giriş kitabesi ve tuğrası ile birlikte günümüze kadar gelebilmiştir. Osmanlı dönemindeki adı Zincirli Kule olmakla birlikte, bugün Yedikule olarak bilinmektedir. Yedi Kule (Eptapyrgion), 1980-1989 yılları arasında hapishane olarak kullanılmıştır. Bu tarihten sonra Adalet ve Kültür Bakanlıklarının ortak idaresine verilen Yedikule, günümüzde açık hava müzesi olarak kullanılmaktadır. 1997 yılı içersinde kültür merkezi olarak faaliyet göstermek üzere restore edilmiştir. Günümüzde şehri ve körfezi kuşbakışı görmesi nedeniyle, turistik kafilelerin gezdirildiği bir seyahat noktası olarak kullanılmaktadır.Bu noktadan şehri panaromik olarak olarak görmek mümkündür.( KAYNAK BURADA )
Paralia bölgesi Selanik in sahili... Gün batımı Ata şehri Selanikte ayrı bir güzeldi...
Aristotle Meydanı
Atatürk ün evinden çıktıktan sonra bir kahve molası için durmuştuk dinlenirken baktım twitter da Yalova milletvekilimiz Muharrem İnce nin Selanikten atmış olduğu twiti okudum eşime dedim Muharrem Bey de buradaymış 20 dk arayla biz önce gitmişiz... Dünya küçük derler ya işte öyle 2 saat sonra Aristotle Meydanın da karşılaştık ve hemen bir hatıra fotoğrafı tabiki... Biraz konuştuk çok sinirliydi 20 yıldır gelirim ve her geldiğimde Atatürk ün evini ziyaret ederim dedi evin eski rengi pembe idi değiştirmişler dedi birde içerisindeki birçok eşya yok dedi. Tabi benim ilk gidişim olduğu için doğal olarak kıyaslama şansım yok eğer öyleyse çok yazık gerçekten Dönünce biraz araştırdım Muharrem Bey doğruyu söylüyormuş restorasyon bahanesiyle eşyalar alınmış ama hala yerine konulmamış...
Gündüzü ayrı bir güzel gecesi de ayrı bir güzel tabi Selanik in ... Yollar uzun bir gece de orada konakladıktan sonra Halkidiki yarımadalarına doğru yola çıktık. Yunaistana adım attığımızdan beri dağ taş bayır yol boyunca yada şehir içerisinde evlerin bahçe kenarlarında hep bu taştan küçük kilise modelleri vardı okadar merak ettim ki ve araştırdım... Trafik kazası olan yerde ölen kişi anısına yapılan bir şey burada bazen yakınları mum yakıp dua ediyormuş. Yada kazadan kurtulan kişi şükür anlamında bu küçük heykellerden dikiyormuş... Ben de eşime acaba bu hattan göçmen kuşlar geçiyorda onlar için yapılmış kuşevleri mi diye sesli düşünmüştüm alakası bile yokmuş...
Halkidiki yarimadalarina yol alırken Neo Moudaina ya gectik
Harika bir yer burada da kahve molası verdik....
Haritadan Halkidiki yarımadası nin ilk ayağına bakarsanız yarımadaya küçük bir kanal açarak adaya çevirmişler bizde kanallar en pis yerlerdir ama resimde çıplak gözle görülür deniz kestaneleri bile var o kadar temiz bir deniz ben ömrümde görmedim. ..
Bir sonraki durak Neo Marmaras burada da manzara harika... Zamanında Marmara adasındaki Yunanlar buraya yerleşmişler ve bu kucuk kasabaya bu ismi vermişler. ..
Porto Coufo saklı bir cennet...Bu arada fotoğraflarda hiçbir filitre yok belirteyim😀
Akşam olup gün batarken konaklamak için Sarti yi seçtik...Ay dolunay olmuş yakamozlar oluşmak icin zananı bekliyor...
Yunanistan da ne yenilir ne içilir derseniz bol bol deniz ürünleri çok taze ve lezzetli...Yunan salatasini Grek kahvesini frappeyi yiyin için birde adim başı fırınlarda satılan bizdeki boşnak boreği diye geçen böreklerden var pide ve salatalar çok güzel...
Sarti küçük bir kasba harika bir yer ben çok beğendim. ..
Beni tanıyanlar bilir deniz havuz olayını pek sevmem. Sadete Atahan için giriyorum...Ama ben Yunanistan daki bu denizi ve temizliğini görünce mutlaka girmeliyim dedim...Baliklarla birlikte yüzdük ve heryer kum sarı beyaz gibi kumlar çok güzeldi...Halkidiki yarimadalarinda harika plajlar var şemsiye şezlong otopark ücreti yok gidiyorsun birşeyler yiyip içiyorsun onun parasını ödüyorsun o kadar. ..
Halkidiki yarimadalarinda ikinci ayaktaki orange beach ve Vourvour u harika yerler aslında tüm kıyı da yuzebilursiniz sıkıntı yok. ..
Yollar uzun denizi arkamizda bırakıp dönüş yoluna geçtik...
Arnea denilen bu küçük kasabadan geçerken yine küçük mola vermiştik henüz öğlen olmamıştı ama amcalar erken saatte rakı ile demleniyorlardi...Sürekli alkol tüketen bir ülke ama etrafta hiçbir sarhoş görmedim asla...
Papaparaskeva Pastanesi dönüş yolunda Otobandan ayrılıp tekrar İskeçe ye geçtik öneri üzerine bu pastane için çünkü en güzel Kavala kurabiyeleri burada yapılıyormuş gerçekten çok lezzetli Kavala dan almayın tadlarina bakın ama İskeçe den bu pastanaden alın.
Birde yunan cikloatalari meşhur dediler ama.ben.beğenmedim...Brüksel de Bruidge daki gibi bir çikolata hicbir yerde olamaz...
Vatan topraklarına az kaldı bayram dönüşü yoğun olur dedim ama çok beklemedik belkide erken çıktığımız içindir. ..
Yunanistan hakkinda ki düşüncelerim sorarsanız bana çok saygılı insanlar ve kibarlar temizler hemde iyi temizler...Wc leri süper temiz bircok Avrupa ülkelerine 10 basar...Rahat insanlar stres yok mesai sabah 8 de başlıyor öğlen 2 de bitiyor tam bana göre...😀 Lüks tüketim hiç yok en pahallı arabalar Türk plakalı araçlardı gözlerimle gördüm...Türkleri seviyorlar birçok kasaba şehir gezdik herkes bize yardımcı oldu hatta o küçük Arnea kasabasında kahve molası verdiğimizde WiFi sorduğunuzda biz de yok dedi ama yandaki Cafe nin kini size verebilirim dedi bu kadar da yardımcılar yani😁 Yunanistan dan ne alabilirim sorusuna şöyle cevap vereyim Jumbo isimli kocaman alışveriş marketleri var İkea tarzı a dan z ye herşey var vilada dan saç tokasina kadar...Google maps den işaretleyin her şehrinde var çok ilginç siradisi şeyler bulabiliyorsunuz bazı şeyler bize göre çok ucuz...Yunanistan dan Kavala kurabiyesi alın derim zira zeytin ve zeytinyağı da bolca alabilirsiniz...Bu arada sanayileşme şehirlerden coooook uzaklarda terkedilmis yerlerde yapılıyor o yüzden denizleri çok temiz havası güzel bol bol sebze meyve var...Altyapı sorunları var çok kazanıyorlar heryerden tarihi eser fışkırıyor bizdeki gibi çanak çömlek diyip üstü asfaltlanmiyor...Adamların kendisine saygıları var hiçbir yerde mobessa trafik polisi vs yok herkes kurallara uyuyor tıkır tıkır işliyor...Güvenlik sorunu yok... Hatta bir bakan gelmiş yanımızdan geçti sivil polisler vs bizi kenara bile çekmediler trafiği durdurmadilar daha ilginci bakanın makam arabası 2010 model...Yazık dedim kendi kendime bir acıdım ki o bakana sormayın gitsin...Otobana girmeden benzin alalım dedik bir benzinliğe girdik 55 yaşında bir bayan tek başına işletiyor orasını ve en yakın yerleşim yerine 10 km uzaklıkta düz ovada bir yer düşünün bizde olsa o teyze hergün soyulur paraları çalınır üstüne tecavüze uğrar hatta öldürülür...Farklı duygularla döndüm Yunanistan dan...Cok guzel keyifli ve yorucu olsa da bir daha gitmek isteyeceğim yerlerden birisidir Yunanistan başkent Atina mesela....
ne güzel anlatmışsın okurken gitmiş kadar oldum hele Atatürk ün evine gitmenizi ayrı bir kıskandım darısı başımıza diyelim :)
YanıtlaSilUmarım yolunuz birgun düşer gerçekten çok güzel yerler
YanıtlaSil