30 Mayıs 2012 Çarşamba

KAHVE BAHANE...

Gerçekten çok doğru... Kızlarla bir kahve içelim diye çıktık yola... Kahve bahane sohbet şahane derler ya işte aynen öyle oldu... Kahveden önce karnımız aç dedik brunch yapalım dedik yaptıkda... Her zaman ki gibi yine yetişemiyorum tabakların bozulmamış şeklinde resim çekmeye:)




Ancak bunları yakalayabildim :) Çok acıkmıştık ama...



 Muhabbetin belini kırmıştık artık üstüne bol köpüklü Türk kahvesi ve çifte kavrulmuş lokumlada cilayı yaptık.... Ohhhh sefamız olsun...




29 Mayıs 2012 Salı

VERANDA DA MANGAL KEYFİ

Hafta sonu bahar nezlesi derken biraz daha az hapşırmalı günler geçiriyorum... Kuzenler  gitmeden veranda da mangal keyfi yapalım dedik... Sağolsun eşim bu mangal konusunda kendini aştı... Birara ocakbaşı mı açsak diye de düşünmüyor  değilim hani :) Bu yetenek  boşa  gitmesin diye .... 


 Çok acıkmıştık sofranın devamını çekmeden hemen yemeğe giriştik:)


Bu da bir adet makarna reklamı :)




27 Mayıs 2012 Pazar

BAHAR NEZLESİ...

Bahar geldi ohhhhh ne  güzel çiçekler açtı havalar ısındı.... Güzel havalarda  dışarı atıyoruz tabi kendimizi ah bir de şu uçuşan polenler olmasa.... Onlarsız olmaz tabi ki ama benim gibi alerjisi olanların kabusu oluyorlar... İki üçgün dür  kaşınan  ve kızaran gözler, yine kaşınan burun içi boğazlar  kulak içleri veeeee arkasından gelen hapşırmalar.... Bugün  İstanbul ve Bursa dan gelen kuzenlerle sabah kahvaltısını evin önünde veranda da yaptık sonrada kendimizi sahile attık ve ben iptal olmuştum... Arkası kesilmeyen hapşırmalar, burun akıntıları.... Bu güzel gün resmen zehir gibi oldu...


Akşam eve gelince tavan yapan burun akıntısı ve hapşırmadan yorgun düşmüştüm aklıma daha önceki senelerden yaptığım kür geldi... Mutfağa koştum hemen  küçük bir tencerede suyu kaynattım içine yarım avuç papatya attım... Tencerenin kapağını kapatıp beş dakika kaynatıp aldım bir havlu hooop  tencerenin başında kafamdan aşağı sallanan havlu ve papatya  buğusu....


Beş dakika tencereyle bütünleştim neredeyse buhar cildime de iyi geldi pamuk gibi oldu... Sonra ara verdim bu sırada tencerenin kapağını tekrar kapattım ki yarlı buhar uçup gitmesin çünkü yarım saat sonra tekrar kaynatıp buğuya devam ettim.... Şimdi biraz daha iyiyim ama hala fışırdıyorum:)  Yatmadan tekrar yapmalıyım biraz da papatya yanıma alıp yarın iş yerinde de yaparım yoksa bu bahar nezlesinin geçeceği yok... Sinüslerin dolmaması gerek yoksa başağrıları dayanılmaz oluyor.... Üzgünüm ama yağmur yağsın diye dua ediyorum artık bir az da olsa polenleri bastırıyor bende rahat bir nefes alıyorum.... Bahar güzel de  bir de nezlesi olmasa...

22 Mayıs 2012 Salı

ARKADAŞLARLA BİR GÜN...

19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'ın da iş arkadaşlarımızla birlikte Bursa daydık...Marmara bölge toplantımız nedeniyle Bursa hilton otel 'de aldık soluğu... İş nedeniyle gün içerisinde telefonlaştığımız mailleştiğimiz ama birbirimizi göremediğimiz Marmara bölgedeki tüm şube arkadaşlarla biraraya  gelmek gerçekten çok güzeldi...


Toplantı salonu çok büyüktü fotoğraf karesine ancak bu kadarını sığdırabildim...

Çok uğraştım ama parlayan gözlü arkadaşları normal göze çeviremedim birtürlü :)....



İkramlarda çok güzeldi sağolsun arkadaşlar daha fotoğraf çekmemi beklemeden tabaklarda girişime başlamışlardı bile.... Haksız da değiller hani...



Bunlar da otelden küçük kareler...

14 Mayıs 2012 Pazartesi

KAHVALTI KEYFİ

Bu pazar hem anneleri gününü kutlamak hemde iş arkadaşları ve aileleri ile bir arada olmak adına kahvaltı organizasyonu yaptık... Hava biraz serin olsa da yağmur olmadığı için şanslıydık...Termal e giderken 1979'dan beri  Oflu'nun yeri olan Gölova ya gittik... Menü çok çeşitliydi  özellikle peynirler tam benim ağız tadıma göreydi... 

   


Manzara harikaydı Termal'in yüksek oksijenli havası oraya kadar geliyordu buna eminim çünkü herkesin iştahı acayip açılmıştı, ekmekler yetişmiyordu bir ara karaborsaya çıkmıştı:))





     Atahan sürekli Halil Sezai misali isyandaydı temiz hava minik paşamı da çarptı...



Salıncakta da sohbete öyle bir dalmışım ki bu fotonun çekildiğinden bile haberim olmadı...


Bundan sonraki fotolar Gölova 'nın sitesine aittir.

11 Mayıs 2012 Cuma

PRAG VİYANA BUDAPEŞTE GEZİMİZ -2-

Nerede kalmıştık? Prag'dan sonra Viyana'ya geçtik gerçekten bu şehir çok güzeldi mimarisine temizliğine bayıldım...

Belvedere  Sarayı Viyana

Hofburg Sarayı Viyana


Schönbrunn Sarayı Viyana

Viyana Mozart'ın şehri olunca heykellerini fotoğraflamadan  olmaz tabiki...


Viyana'dan Macaristan' a geçerken Slovakya'ya da uğradık. Küçük bir ülke ama kara para akladıkları için finans piyasası acayip gelişmiş...yani zengin bir ülke... 




Macaristan' a vardığımız da Budapeşte'yi gördükten sonra içimi bir üzüntü kapladı o topraklar bizim olmadığı için...




Zamanında Osmanlı kuşatacağı topraklara önceden alim kişileri gönderirmiş... Orada Hristiyan halka Osmanlı geleneklerini ve islamiyeti anlatması için...İşte Gül Baba da bunlardan birisi o topraklarda türbesi var gittik ziyaret edip dualar ettik...



Gece olunca Budapeşte inanılmaz güzel... Tuna nehrinin iki yakasındaki tarihi binaları ışıklandırmışlar şehir gece bir başka güzel olmuştu... Bizde bir nehir turu yaptık eşimle geç saatlere kadar...





Macaristan'ın biberleri ünlü olunca bende bu festivale katılayım dedim...

Veeee Estergon Kalesi... Zamanında Osmanlı kaleyi kuşattıktan sonra içeride bir cami bile yapmışlar lakin sonradan Macarlar tarafından yıkılmış sadece şuan ki katedralin arkasında kalıntıları var...







Barış Manço'nun Estergon Kalesi şarkısıyla bu güzel geziyi bitiriyorum...



10 Mayıs 2012 Perşembe

PRAG VİYANA BUDAPEŞTE GEZİMİZ -1-

Yıllardan  2010 aylardan Mayıs,hazır yıllık izinleri de aynı zamana denk getirmişken sevgili eşimle birlikte yine bir tura yazıldık... Başlangıç ülkemiz Çek Cumhuriyetiydi Prag'dan başladık gezmeye...



PRAG CHARLES BRIDGE



Bu heykel çok dikkatimi çekmişti. Karanlık ortaçağ Avrupa'sında  insanların tek çıkış yolu olan kiliseye bağlılık temsil edilmiş... O yıllarda Osmanlı İmparatorluğu'nun kıtalar arası hükümdarlığı  o kadar ilerlemiş ki insanları Hristiyanların gözünde Osmanlı'nın imajını kötülemek amacıyla öndeki göbekli sarıklı bıyıklı elense yapan amcamı tasvir etmişler...




Astronomical Clock... Bu saat kulesinin hikayesi de çok ilginç; zamanın kralı, eşi ve benzeri olmayan bir saat kulesi inşa ettirir. Bir benzerini daha yapamasın diye saat ustasının gözlerini kör ettirir... Garibim usta buna o kadar içerlenir ki bir gün dayanamayıp saat kulesinin içerinde dönen çarklara kendini bırakıverip intihar eder...



ST.VITUS'S CATHEDRAL PRAG 
Valla bu katedralde diğerleri gibi çok kirliydi :) Eh nede olsa kaç yüzyılın kiri var üzerinde...



Bu da dünyanın en küçük oteliymiş tur rehberimizin yalancısıyım. Sadece iki odadan oluşan  otelde üç personel hizmet ediyormuş... En erken rezervasyon için ise üç yıl beklemek gerekiyormuş...





Bir günümüzü de Çek 'in  Karlovy  Vary şehrine ayırdık... Bana göre Çek'in en güzel şehri burasıydı. Termal şehri olan Vary tam bir doğa harikası...
  

Zamanında Ulu Önder Atatürk bu şehre gelmiş ve bu otelde konaklamış bizim bayrağımızı otelin önünde görünce çok duygulandım... Muhtemelen Atatürk yurda döndükten sonra Yalova'daki  Termal ilçesine özel ilgi göstermesinin nedeni de burası olabilir diye düşündüm...


    Prag' a geri dönerken kanalo tarlaları bizi hiç yalnız bırakmadı...


Krumlov




Çek Cumhuriyetinden izlenimlerim, insanları çok soğuk ve suratsız hiç misafirperver değiller Prag abartıldığı kadar illaki gezilmesi gereken bir şehir değil :)  Ama Karlovy Vary ve Krumlov gerçekten güzel... Bu yazıma Viyana ve Budapeşte  sığmadı :) Bir sonraki bölümde görüşmek üzere  sevgiyle sevdiklerinizle kalın...

6 Mayıs 2012 Pazar

KAHPERENGİ


Bir solukta bitirdiğim kitaplardan birisi de Hande Altaylı'nın kitabı Kahperengi... Ege nin küçük bir kasabasında başlayan ve metropole taşınan bir hikaye... Aile içeresinde şiddetle büyüyüen küçük bir kızın ilk aşkı,sonra ayrılışı büyüyüp metropole taşınıp başka yelkenlere ufuk açması... Küçük kız artık büyümüş kendi ayakları üzerinde duran bir kadın olmuş vee yıllar sonra eski aşkıyla karşılaşması... Aşk nefret ihanet.... Aşka ve yaşama dair farklı bir roman... Okumanızı tavsiye ederim gerçekten çok akıcı bir roman... Ben derim ki seneye bu romandan esinlenerek yeni bir dizi başlar ve adı da KAHPERENGİ  olur demedi demeyin...:)

2 Mayıs 2012 Çarşamba

1 MAYIS...

İşçiler ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan, birlik dayanışma ve haksızlıkla mücadele günü... Öğleden sonra güneş yüzünü gösterince Atahan ve eşimle kendimizi dışarı attık... Yalova sahilinde dolaşırken baktık müzikler  halaylar ve 1 Mayıs kutlamaları.... Tabi ki güvenlik görevlileri 112 acil servis itfaiye vs hep orada... Sonra şöyle bir düşündüm hatta eşimle sesli düşünmeye başladık. Ne güzel sahilde insanlar cıvıl cıvıl özgürce dolaşıyorlar ve yine insanlar aynı sahilde 1 Mayıs'ı özgürce kutlayıp halay çekebiliyorlar... Ülkenin geriye doğru ilerlediği günümüzde bu konuda bir adım yol alabilmişiz... Eh ne mutlu bize diyelim o zaman... 
1 Mayıs 2012 benim içinde yeni bir başlangıç aslında... Bankamın Çınarcık şubesine atamam geldi... Tebdili mekanda ferahlık vardır diyerek, yeni bir başlangıca kocaman bir kucak açarak yola devam ederiz...


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...